22.08.2023, 07:14, Berlin
Gri gökyüzü mavilenmeye başladı. Ağaçlar sakin ve temkinli. Bir avuç mavi, çokça beyaz, en çok da yeşil akıyor penceremden içeri. Mumun ışığı titriyor. Neden titrer mum ışıkları? Şehir uyanayazıyor. Aklımda geride bıraktıklarım ve ayakkabımda benimle oradan oraya sürüklediğim taşlar var. Ağustos’un beklenmedik sıcağı ipekten bir şal gibi sarmalıyor bedenimi. Giderek anneme benziyorum. Televizyonun sesini kıstırıyorum “kafam götürmüyor” diyerek ya da çiçeklere methiyeleniyor içim. Gelecek güzel günlerin kokusu burnuma geliyor mutfak masasına serilmiş sıcak ve çıtır simitler gibi. Rüyalarım yoruyor beni. Birbirlerine karışıyorlar. Yazarların bahsettiği müzeleri gezmek, tarif ettiği yollarda yürümek ve onların gözüyle görmek istiyorum dünyayı. Anlattıkları kitap kapanınca da devam etsin. Ya da daha iyisi ben öyle bir kitap yazayım. Kitap kapanınca bile gezegenimde kalsın okuyan. Kelimeleri sayıyorum şimdi ama gün gelecek kelimeler sayılamayacak kadar çok olacaklar. Sustuklarımı yazacağım. Yazdıklarımı okuyacağım. Okuduklarımı yaşayacaklar. Yaşayanlarla konuşacağım. İçimde bir bahar sabahı uyanıyor. Güneşleniyor içim. Geçmişe değil, şimdiki zamana gidiyor elim.
Leave a Reply