Sanatla Düşünüyorum
Sanatın zihnimde uyandırdığı sorular, hisler ve keşiflerle dolu bir alan. Burada, bir sanat eserinin ya da bir sanatçının bana düşündürdüklerini ve hissettirdiklerini paylaşıyorum.
-
Çıt çıkmayan boşluklar, gürültülü boşluklar
John Cage’in 4’33” adlı eseri 20. yüzyıl müziğinin en radikal ve tartışmalı yapıtlarından biri. En önemli özelliği, notalardan değil sessizlikten oluşması. Eser adını süresinden alır: Dört dakika otuz üç saniye boyunca piyanist çalacakmış gibi yapar ama hiçbir ses çıkarmaz. Bu noktada kendimize şu soruyu sorabiliriz: Amaç gerçekten sessizlik mi? Çünkü bu sessizliğin yerini dinleyicilerin kıpırdanmaları,… Continue reading
-
Sessiz mücadeleler
Amy Sherald, 1973 doğumlu Amerikalı sanatçı. 2018’de Michelle Obama’nın portresini yapmasıyla uluslararası çapta tanınırlık kazandı. Sade ama etkileyici kompozisyonlarıyla saatlerce bakmak isteyeceğiniz portreler yaratıyor. Canlı arka planlar, özenle seçilmiş kıyafetler ve modellerin doğrudan bakışı izleyiciye âdeta görsel bir şölen sunuyor. Portrelerinin merkezinde siyahi bireyler yer alsa da, tenlerini gri tonlarda resmederek ırksal stereotipleri bilinçli biçimde… Continue reading
-
Coğrafya edebiyattır
Sait Faik öykülerini tekrar dinliyorum. Dilim kendisine epey uzak düşse de çok özendiğim ve ilham aldığım yazarlardan biridir. Öyle bir doğa anlatışı vardır ki, doğa kendiliğinden dile gelir. Çabasız, sade, bizden manzaralar… Onun yazısında hiçbir şey büyümez, kocaman bir uyum yaratır. Toplumdan bireye ineriz, dışarıda kalanlara selam veririz. Sait Faik’in balıklarını dinlerken birden Yaşar Kemal… Continue reading
-
İnanç, sapkınlık ve Heretic üzerine
Dinlere inancımı üniversitenin son yıllarında kaybettim. Uzun süre kendimi deist olarak tanımladım, ama bu konu üzerine de fazla düşünmedim. Ta ki yedi-sekiz yıl önce, dine yeniden inanmayı arzuladığım bir dönem başlayana kadar… Bir tür depresyondaydım, beni sarıp sarmalayacak bir şeye ihtiyacım vardı. Çareyi Mesnevi’de ve tasavvuf kitaplarında aradım. Olmadı. Popüler kültürde romantize edilen o hümanizm… Continue reading
-
Emek gasbı
Margaret MacDonald Mackintosh’un The Opera of the Sea (Denizin Operası) isimli eseri size de benim kadar Klimt’in Der Kuss (Öpücük) tablosunu çağrıştırmıyor mu? Eğer öyleyse, yalnız değilsiniz. Ben de bu benzerliği, The Story of Art Without Men (Erkeksiz Sanatın Hikâyesi) isimli kitap sayesinde öğrendim. Margaret, Klimt’ten beş yıl önce bu eseri yaratmış. Ne var… Continue reading
-
Önüm, arkam, sağım, solum sobe! Saklanmayan ebe!
Bu kolaj, La Révolution Surréaliste dergisinin 15 Aralık 1929 tarihli 12. sayısında yayımlanmış. Kolajın ortasında René Magritte’in erkek arzusunun yöneldiği idealize edilmiş bir Venüs figürünü görüyoruz. ‘Je ne vois pas la cachée dans la forêt’, ‘Ormanda saklı olanı görmüyorum’ anlamına geliyor. Resmin çevresinde on altı sürrealist sanatçının kadın figürünün aksine tamemen giyinik ancak gözleri kapalı… Continue reading
-
İplikler, anılar ve Chiharu Shiota
Chiharu Shiota, Berlin’de yaşayan, Japon kökenli bir sanatçı. Ne yazık ki eserlerini canlı görme fırsatım olmadı. Ancak şu sıralar İstanbul Modern’deki sergisi devam ediyor; ilgilenenler için kaçırılmayacak bir fırsat. Shiota’nın sanat yolculuğu resimle başlıyor. Fakat tuval üzerindeki renkler ona yeterince bağlıymış gibi gelmiyor. Daha derin bir ifade biçimi ararken kendini boyamaya, boyayla bütünleşmeye başlıyor. Eserin… Continue reading
-
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
10.01.2025, 16:52, Berlin Bugün Josh Kline isimli bir sanatçıyla tanıştım. Çağımızın sorunlarını konu edinen çalışmalar sergiliyor. Modern teknolojilerin ve politikaların insan yaşamı üzerindeki etkilerini keşfederek, izleyicileri mevcut ve gelecekteki toplumsal dinamikler hakkında düşünmeye davet ediyor. Son dönem işlerinden biri Social Media. Sergide çeşitli teknolojik aletlere kaptırılan uzuvlar var. “Sosyal medya kişisel yaşamla iş yaşamı arasındaki… Continue reading
-
İlk yardım
Yayoi Kusama Japonya’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Annesiyle sorunlu bir ilişkisi var. Yayoi, çapkınlıklarını takip etsin diye bir dedektif gibi babasının peşine yollanıyor. On yaşında halüsinasyonlar görmeye başlıyor. Görüleri nokta nokta ve dalgalı bir hareket hâlinde. Yayoi küçük yaşlardan itibaren sanatı zihnindeki düşüncelerden kurtulma aracı olarak kullanıyor. Georgia O’Keffeé’ye hayran. Onunla… Continue reading
-
Havai fişekler ve kadınlar
Savaş. Yıkıntı. Harabe. Kadın. Çocuk. Açlık. Barbie bebek. Viktorya dönemi. Edebiyat. Sanat. İp. Deniz. Magma. Lav. Ateş. Alev. Acı. Lilith. Hegemonya. Erkek. Tiksinme. Güç. Şiddet. Gösteri. Gece. Işık. Kadın. Slogan. Babaanne. Gecelik. Dede. Kadife. Uyku. Dua. Rıfat Ilgaz. Televizyon. Yalan Rüzgârı. Nikki. Sarışın. Zengin. Çiftlik. Koca. Victoria. Aile. Hediye. İlkokul çantası. Kırtasiye. Dolap. Mavi badana.… Continue reading