23.08.2023, 07:23, Berlin
Güneş parlıyor, güzel bir gün. Nedense aklıma yaptığım bir aptallık düştü. Anketlerde sorunca insanın aklına gelmez. En büyük aptallığımdı elimde bavul ve pastayla bana kakalanmak istenen bir kapıyı çalmam. Aklıma eşyalarımı sürüklerken bir de elime pasta tutuşturuşum geliyor. İçim hala acıyor. Büyüttü mü beni o olay? Bilmiyorum. Ağzımı açıp edemediğim tek kelime hala boğazımda sanırım. Bazen çok susuyorum. Ya da çoğunlukla susuyorum. Keşke az sussaydım. Bugün alev göresim gelmedi, mum yakmadım. Gönlümün en güzel şehri yanıyormuş. Bir ilkokul gezisinden öteye gidemeyen ama ağaçlarının beni çağırdığını hissettiğim şehir. Deniz yetemiyor söndürmeye, varamıyor onlardan tarafa. Okuduğum kitapta “ceplerini boşalt ve onlarla benim için bir öykü yaz” diyor. Cebimde bir şey yok. Yüreğimin çekmecelerini boşaltıyorum buraya. Dağınık. Dökerken pişman oluyorum bunları kim toparlayacak diye ama yazıyorum. Günlüklerim basılır bir gün belki. Okuyanlar ne düşünürler? Konuşmaktan çekinsem de yazmaktan çekinmiyorum. Hollandalı ressam Avercamp gibiyim belki de, konuşamıyorum ama gösteriyorum ağrıyan yerimi.
Leave a Reply