Açık büfe

29.06.2024, 06:22, Berlin

Bugünkü yazımın fikir lideri ve ilhamı sevgili Özlem. İştahlı insanlarla ilgili yazısı beni düşündürdü. Gerçek anlamıyla ne kadar iştahlı bir insan olduğum zaman zaman yazılarıma yansıyan fit olma telaşımdan sizlere geçmiştir. Gerçekten yemek için yaşayanlardanım. Ama Özlem bunu bir de kısmen metaforik bir anlamla kullanarak yaşama karşı iştahlı olan insanlardan da bahsediyor. Sanırım bu da gerçekten benim. Bugün çok işim var. Kitaplarını oku, yazıyı hiç karıştırma, ne kadar erken başlarsan o kadar iyi diye kendimi yatıştırıp kitap okumaya başlamıştım ki yine dayanamadım ve bu masanın başındayım. Her saniyemi sevdiğim şeyleri yaparken geçirmek istiyorum. Tatil yapayım, müze gezeyim, tüm kitapları okuyayım, tüm yazıları yazayım gibi bir yaşam enerjim var. Konuyu düşünürken geçen gün yaptığım tavuklu salata aklıma geldi. Haşlanmış tavukla salata yapacaktım. Aslında uğraşmak istemiyordum ama yine de tavuğu dümdüz suya atmaya gönlüm el vermedi. Soğan, sarımsak, karabiber, tuz ve defne yaprağını ekledim. Tavuk haşlandı, salatanın üzerine eklendi. Suyunda kalan baharatlar ve sebzeler tencereden bana bakıyordu. Defne yaprağını çıkarıp blenderla çektim hepsini. Birkaç baharat daha ekledim, salata sosu yaptım. İkisi de karın doyuruyor. Biri daha çok zaman, enerji ve bulaşığa ihtiyaç duyuyor ama çok lezzetli. Bundan sonraki tüm tavuklu ya da etli salatalarımda yapacağım bir sos tarifim var. Keyif aldığım şeyleri dümdüz yapıp bırakamıyorum. Ve keyif aldığım o kadar çok şey var ki. Tavuklu salatadan bile öyle bir keyif almaya çalışır mı insan? Çalışıyor efenim. Sosyal medyada dönen “Hayatı bu kadar çok mu seviyorsunuz?” sorusunun muhatabı kesinlikle benim ve cevabım koca bir evet. Yaz dönemim aslında epey yoğun geçecek. Kafamda yeni yazı çalışmaları vardı ama programımın biraz boşalmasını bekliyordum. Ama hem iştahlı hem de sabırsız olunca durmak çok zor. O çalışmayı da başlattım. Üç kişinin ziyaret ettiği websitem için 4-5 tane sürekli bölüm fikrim var, bazıları için çalışmaya başladım. Hatta günlüğü Ağustos’ta bitireceğim derken artık ondan da pek emin değilim. Hiçbir şey bitmesin, her şey üstüne eklensin. Cem Yılmaz’ın açık büfe ile ilgili  esprilerine döndü hayatım. Yayla çorbasını içerken revaniyi kesiyorsun ya. Amerikan salatasından altlık, patatesten istinat duvarı yapacaksın. Dolmalar alta, baklagiller. En üste kısır. 

https://www.google.com/search?q=cem+yılmaz+salata+tabağı&ie=UTF-8&oe=UTF-8&hl=tr-de&client=safari#fpstate=ive&vld=cid:9d45a5d3,vid:eZt-55eNEP0,st:0



2 responses to “Açık büfe”

  1. Ne leziz yazı🌿
    Dipnot: Kısır olsa sa yesek 😋

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *