06.04.2024, 14:03, İstanbul
Alp bebek dünyaya adapte olmaya çalışırken uyuyor, düzeni bozuldu diye homurdanıyor, rahatı bozulunca da ağlıyor. Ben de büyük şehre adapte olmaya çalışıyorum. İstanbul zamanlarımı mahallede geçirmiş biri olarak bulunduğum site bölgesi ayrı bir dünyaymış gibi geliyor. Kocaman yollar, güvenliklerle kuşatılmış yaşam alanları, bina, bina ve daha çok bina… Binaların arasındaki en uzun kim yarışı. Yaya geçitinin hiçbir işlevi olmayışını önceden de bu kadar takıyor muydum hatırlamıyorum. Kaldırımda yürümenin zorluğu o zaman da gözüme batıyor muydu? Kapılardan ev sahibinin onayı olmaksızın geçememek tuhaf gelmiyor muydu? Alp bebek önce dünyaya sonra büyük şehre adapte olacak. Ben adapte olamadığım gidip gelişlerimi sürdüreceğim. Her defasında daha da şaşıracağım. Zamanla gündemden iyice uzaklaşmış Almanyalı teyze olacağım. Benim adapte olamayışımla dalga geçecekler. Güleceğiz. Şaşırmalar bitince ayrı evlere dağılacağız. Çat kapıların olmadığı bir ilişkimiz olacak. Yolda karşılaşmayacağız mesela. Görüşmek için uzun uzun planlar yapacağız, biletler alacağız. Ama İstanbullu teyzeden daha çok sevecekler Berlinli teyzeyi. Berlinli teyze daha mutlu, sabırlı, anlayışlı, sınırlı zamanda daha çok vakit ayıracak onlara. Dünyayı anlatacak, beraber dünyayı gezecekler. Ülkeye kafaları bozulduğunda gidebilecekleri bir kapı olacak. Beraber alışacağız uzakta ama aslında çok yakın olmaya.
Leave a Reply