12.11.2023, 05:10, Berlin
Yine beyinle ilgili bir video izleyip büyülendim. Sırlarının çoğuna vakıf olamadığımız gizemli bir makine ile yaşıyoruz. Örneğin yaşlandıkça negatif şeylere karşı daha az tepki gösteriyormuşuz. Daha dirençli oluyormuşuz. Bu çevremde gözleyip tuhaf karşıladığım bir durumdu. Bilimsel olarak da bir karşılığı varmış. Bu özelliğin bana hala yüklendiğini düşünmüyorum, belki sonraki güncellemelerde. Ayrıca beyin öldükten sonra bile çalışmaya devam ediyormuş. Bilim insanlarının tesadüfen keşfettiği üzere ölüm anında hayatımızdaki önemli anların bir film şeridi gibi akması muhtemelmiş. Oynadığımız oyunlarda seviye atladıkça karakterlerin bazı özellikleri açılıyor ya, beyin de tam öyle bir şey bence. Ama işin kötü tarafı oyunun nüanslarına pek de hakim olamadığımızdan özelliklerin çok azını açabiliyoruz. Düşünce gücü, inanıp başarmak ve normal insanların safsata olarak nitelendirebileceği tonla şeye inanmayı seçiyorum. Çünkü inanmak inanmamaktan daha eğlenceli. Batman filmlerinden birinde karakterimiz derin bir yerde hapistir. Bu kuyumsu yerden çeşitli akrobatik hareketlerle çıkmayı dener. En tehlikeli kısımda bir ip ile kendini sağlama alır ve hep başarısız olur. Filmin zirve noktasında ise ipsiz atlamayı seçen karakterin kuyudan çıktığını görürüz. İzlediğim tonla Batman filminden aklımda bir tek bu sahnenin kalmış olması tesadüf değil. Ki o zamanlar Newton fiziğinden şaşmayan bir kişiydim. Zamanla aklımın iplerini salmaya başladım. Öyleyse Yüksek Sadakat’ten bana gelsin: Aklımın İplerini Saldım Evet sayın okuyucular Türk blog tarihinde bir ilk yaşanıyor. Yazan kendine şarkılar da göndermeye başladı. Aha bir ip daha koptu!
Leave a Reply