06.05.2024, 06:27, Berlin
Yaşadıklarını, okuduklarını, izlediklerini ve yazdıklarını kolayca birbirine bağlayan biriyim. İnsanlara alakasız gelen çoğu şeyde anlamlı ilişkiyi buluyor beynim. Böyle bir ilişki olmasa bile benim için olmuş oluyor. Beynim analojilerle çalışıyor. Yazılarıma da sirayet ediyor bu durum. İnsanları minderlere, ilişkileri döşemeye benzetiyorum. Okuduğum bambaşka kitapların bambaşka karakterlerinde ortaklıklar buluyorum. Sezer bazen lafı nereden nereye bağladığıma şaşırıyor. Benzetmelerim çoğunlukla insanlara geçmiyor. Bozmuyorlar beni ama hissediliyor 🙂 Bozulmuyorum da. Aslında pek anlaşılmayı da beklemiyorum sanırım. Başkasında çalışıp çalışmaması pek de mühim değil. Tabii öykülerimdekiler çalışıyorsa iyi olur 🙂 Bu durumu biraz araştırdım bilin bakalım nereye çıktık: benim aceleci, belirsizliğe tahammülü olmayan canım beynime. İnsan beyninin pasif bir şekilde duyumlar tarafından harekete geçirilmeyi ‘beklemek’ yerine, sürekli olarak ilgili geleceğe yakın tahminler üretmekle meşgul olduğu öne sürülüyormuş. Bu depolanmış temsiller daha sonra belirli bağlamda ilgili olan ilişkileri etkinleştiriyor ve bu da odaklanmış tahminler sağlıyormuş. Bu da algılama ve bilişi kolaylaştırıyormuş. Yine kendimi ve kimseyi şaşırtmadığım bir keşif.
Leave a Reply