Arz ederim

Bu çirkin karalamanın kaynağı olay Denizli’de yaşanmıştır. Sefil şiirin satır sayısı güzide Denizli ilimizin plaka kodu gibi yirmidir. Henüz çiçeği burnunda, görev aşkıyla yanan, genç bir edebiyat öğretmeniyken Denizli’nin Acıpayam kasabasının Cumhuriyet Lisesi’nde bir öğretim yılı boyunca edebiyat derslerine girdim. Bendeniz 1922 yılında Bursa’da doğmuşum. Benden önce dünyaya gelen iki ağabeyim harp yıllarının yoksulluğundan olacak yaşlarını göremeden ebediyete irtihal etmişler. Anneciğim bu sebeple her zaman çok mahsundu. Bir yaşıma girene dek bana da yaşamayacak gözüyle bakmışlar. Bir yaşımı geçip de yürümeye başlayınca mandıra sahibi babam nihayet bir oğula kavuşmuş olmanın saadetiyle üç gün üç gece boyunca mahalleliye yemekler vermiş. Annem anlatırdı, tam iki ay boyunca sütler bedava kapılara dağıtılmış. Şiir dördüncü satırında canım babacığımın mesleğini ağzına alma cüreti gösterecek kadar alçaktır. Kendimi bildim bileli yumuşak mizaçlı bir çocuktum. Edebiyat aşkı içime çok küçük yaşlarda düştü. Yaşıtlarım top oynarken ben evde oturur şiirler yazardım. Okuldan döndüm mü önce annemin hazır ettiği salçalı ekmekle karnımı doyurur. Ardından üzerime onun en renkli şallarını alır ve anneciğime yazdığım şiirleri okurdum. Anneciğim pek keyif alırdı okumalarımdan. Babamın gelmesine yakın şalları çıkarır ödevlerimin başına otururdum. Babam ciddi bir insandı. Edebiyattan da pek hoşlanmazdı. Radyo dinlediği bile görülmemiştir.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *