17.05.2024, 06:26, Berlin
Demir Özlü, Ferit Edgü’ye attığı kartta: İçimde, beni her zaman mutlu etmeye yetmese de, yanmaya hazır ne de çok mum varmış diyor. Ferit Edgü mektubunda şöyle cevap veriyor: Eve varır varmaz, her akşam tüm ışıkları yakarım. Ama yıllar var ki içimdeki tek mumu yakmayı başaramadım. Ya çaktığım kibrit sönüyor, ya da mumlar erimiş, bitmiş. Her ne hal ise…
Kafamda ağırlık yapan bahar nezlesinden mi, uzayan günlere henüz uyum gösteremediğimden mi yoksa stresten mi bilmem içimdeki mumu yakamayacak taraftan kalktım bugün. Parmaklarım yanıyor çakmağı eğdikçe. Yeterince uzun süre nişan alamıyorum hedefe. Hep aynı yerde pes ediyormuşum, parmağımın defalarca yandığıyla kalıyormuşum gibi bir his. Şu uzun mutfak çakmaklarından içime de edinmek lazım bir tane. İnsanın ilk hobisi ateş yakmak artık hayatlarımızın içinde pek yer almıyor. Sobalar gitti, şömineler ve ocaklar dijitalleşti. İnternette ortam yaratmak için harlı yanan şömine videoları var. Sigara içmiyorum, kamp yapmıyorum. Ada çayı tüttürüyorum arada o da alevlenmeden içine ata ata yanıyor. İnternette gördüğüm mum insanlarından da olamadım bir türlü. Mumlar akmadan kokmadan bir elektrik anahtarıyla yansa keşke. Tabii, biliyorum. Olayın özüne aykırı olurdu bu. Ateş için uğraşmak lazım. Ama insan her gün de uğraşamaz ya. İçimde bir YouTube kanalı da yok şömine görüntüsü açayım da şenlensin ortalık. Gideyim Spinoza’nın sevincini okuyayım belki iyi gelir. Bugün değil ama yarın bir mum yakıp üfleyelim günlükler 50.000 kelimeyi geçti.
Leave a Reply