Bal kabaklığını anlamak ve kabullenmek

16.04.2024, 06:40, Berlin

Blog prensesliğinden bal kabağına dönüştüğüm bir tatilin daha sonuna geldim. Tatil boyu Berlin’deki düzenime aşerdim. Buranın iki kişilik sakinliğine öyle alışmışım ki. Her camdan yeşil görmek, karşıdan karşıya kolaylıkla geçebilmek, beni bekleyen defterlerim ve kitaplarım… Özlemişim. Bu tatilde kendimle baş başa kalamadığımdan heybemde biriktirdiğim konular yok. Bu yazının bir konusu olacak mı diye düşünmeden bodoslama açtım sayfayı. Eski performansıma ulaşmam belki biraz zaman alacak. Çok kısa bir zaman öncesine kadar bu durum beni epey paniklettirirdi. Tatilde düzenli yazmamış olmayı kafama takardım. Nasıl olduysa yazmakla ilgili bu panik ve stres de hayatımdan çıkmış oldu. Bu konuda da kendimi akışa bırakabilmeyi becerdim galiba. Yazmak aracılığıyla tanıştığım ve tatilde buluşma şansına kavuştuğum tüm o şahane insanların öz güven arttırıcı da bir etkisi oldu sanırım. Olmam gereken yerde olduğumu hissettim. Yazmak ve edebiyat üzerine konuşabilmek ne güzeldi. Bunu yaparken gözlerdeki heyecan ve desteği görmek. Vardığım yere ve elimdeki plana güvendim. Yolu öğrendim. Tut ki sis çöktü, yol görünmez oldu. Bıraktığım izleri ve yolumu yine de bulabilirim gibi geliyor artık. Geçmişte bocalamasaydım, hislerim üzerine kafa yormasaydım; bu duygunun kıymetini de pek anlayamazdım. Keşkelerin iyi kilere dönüşmesi ne güzel.



2 responses to “Bal kabaklığını anlamak ve kabullenmek”

  1. İçtenliğin ve samimiyetin kelimelerden gönlüme aktı ve yüzümde kocaman bir tebessümle noktalandı 🙏🏻❤️

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *