Bazı an’lar

Bazı anların hissini zaman geçtikten sonra tekrar hatırlayabilmek için buraya not düşüyorum. Çoğunlukla o yazıyı yazdığımı unutmuş oluyorum ama dönüp okuyunca hissi bıraktığım yerde beni bekler buluyorum.

Burası Nikolaikirche (Aziz Nikola Kilisesi). Berlin’in ilk yerleşim bölgesi Nikolaiviertel’de bulunuyor. Nikolaiviertel, en sevdiğim yerlerden biridir. Başka bir zamana ışınlanmış duygusu verir. Şehrin tam ortasında bulunmasına ve epey turistik olmasına rağmen kaos, araçla giriş yapılamayan sokaklarına ulaşamaz.

Kilise, Berlin’in en eski binası. Artık müze ve konser salonu olarak kullanılıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında ağır hasar görmüş. 1944 yılında müttefik bombardımanları sonucu kilisenin kuleleri, çatısı kısmen yıkılmış. Bir de üzerine yangınlar eklenince 1949 yılında tonozları ve duvarları da çökmüş. Doğu Almanya döneminde uzun süre harabe halinde kalmış, 1981 yılında orijinal planlara sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş.

Aslında bir hissi anlatacaktım Berlin tarihi de araya kaynak yaptı. Dün kilisenin gölgesinde otururken Berlin’de geçecek romanımı orada yazarken gördüm kendimi. Dünya üzerinde beni yazmaya teşvik eden yerler var. Bu bir sürpriz değil. Yazmayı seven bir kimseyseniz sakin ve güzel manzaralar mutlaka yazma isteğinizi tetikler. Bu isteğe karşı koymam. O gün olmasa bile ertesi gün ya da sonraki hafta oraya gider yazımı yazarım. Ancak dün gelen istek daha spesifikti diyebilirim.

Dürüst olmak gerekirse roman fikri bir süredir aklımda dolanıyor. Sezer dışında kimseye söylemedim. Ama asıl arzum doğaüstüyle bezeli bir korku yazmak. Ah benim bu kimseye söylemediğim şeyleri tüm dünyaya açık sayfamda yazma cesaretim. Neyse dün Berlin’in tarihi de beni çağırdı. Sanırım bunda son okuduğum kitaplardan Kairos’un da etkisi var. Aslında çok sevdiğim kitaplar bende yazma isteği uyandırır. Kairos’u ise hiç beğenmedim. Neden sevmediğimi uzun uzun anlatmayacağım, neticede ödüllü kitap, bana geçmemiş olacak. Yine de bu kitap Berlin’i bana hatırlatması açısından kıymetli.

Paragraflarca yazdım. His size geçti mi emin değilim. Ama ben tekrar okuduğumda sanırım hatırlayacağım. Belki “Romanımın üzerine ilk kez ciddi ciddi düşünmeye başladığım yer burasıydı,” diyeceğim. Ya da aradan yıllar geçecek, ben uzun süredir elime kalem almamış olacağım. “Bir zamanlar ne çok yazmak isterdim,” diye anımsayacağım. Şimdiden bilmek zor ama o an’ı hatırlamak istediğim kesin.



2 responses to “Bazı an’lar”

  1. Günaydın 🤗
    İnan; o duygu geldiyse, eseri de gelecektir.🙏🏻❤️
    Ama ilginç olan, öyle huzur veren bir yerde korku yazma hissinin gelmesi 🤔🤔
    Niyet gerçekleşeceğin ilk adımıdır ve ben de o kitabı okuyacak ilklerden biriyim💃🏻💃🏻💃🏻

    1. Hülyaaa♥️♥️ Korku tohumları vardı, Berlin eklenmiş oldu 🙂

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *