Dünün filmi Gakuryu Ishii’den Kutu Adam’dı. Kobo Abé’nin 1973 yılında aynı isimle yayımlanan kitabından uyarlama. Kitap uyarlamaları okumamış olsam bile beni bir başka heyecanlandırıyor. Film ekibinin katılımı ile birlikte dünya premieri dün gece 10:30’da yapıldı. Filmin başlaması on biri buldu. Böyle bir film için bence yanlış bir zaman seçimi. Bana göre bir diğer yanlışlık da yönetmenin film gösteriminden önce yaptığı konuşma. Filmi çok eğlenceli ve farklı çektiklerini dile getirdikten sonra kahkalarımızı duymak istediğini söyledi. Ve iki saat boyunca salonda herhangi bir kahkaha duyulmadı. Yalnız horlamalar duydum, umarım yönetmen bunları duymamıştır. Film bittikten sonra biz ne izledik sorusuna bu film neden 120 dakikaydı ve o kızcağız hep çıplak olmak zorunda mıydı soruları eklendi. Kitabın kendisi de tartışmalı, klasik okur için tekinsiz bir kitap. Film metakurguyu, gösterilen olaylardan hangisi gerçekten oldu, hangisi olmadı belirsizliğini ve şizofrenik atmosferi çok başarılı şekilde yansıtıyor. Ee bağlandığı yer de aslında basit ve mantıklı. Ama arada gösterilen tüm o absürtlükler neye hizmet etti ben anlamadım. Adamın günlük yaşamını görseydik, hayatını nasıl idame ettiriyor bilseydik belki mizahını anlayabilirdik. Anlamayışımın nedeni Japon toplumu ile kültürel farklılıklarımız mı, onların daha dolaylı bir iletişim şeklini tercih ediyor olması mı, kadın ve cinsellik konularında daha sert olmaları mı bilmiyorum. Hikaye çok orijinal. Kitabı çok merak ettim. Bana biraz Kafkavari de geldi konunun işlenme biçimi ama anlamadığım için fazladan okuma yapıyorum kuvvetle muhtemel. İzleyen olursa, benim sorularımı da bir aydınlatıveriniz 🙂
Leave a Reply