15.10.2023, 07:06, Berlin
Fırında unutunca patlıcanların içi iyice boşalmış. Başında beklemek istemediğimden köz tavasını uzun boylu aramadan fırına atıverdim. Fırında közleyince de hemen içleri kararır bunların. Havlunun altında bekletiyim de kolay soyulsun. Diğer malzemeleri çıkarayım. Sarımsak bir diş, aslında bunun hakkı iki diştir de beyimize dokunuyor çiğ sarımsak. Domates, sivri biber, mor soğan. Soğanı yarım piyazlık doğrarken bıçak serçe parmağıma girdi. Kanattı. Hemen yıkadım bir peçete sardım çevresine. Parmağımı değdirmeden doğramaya devam ettim. Şimdi beklesem fırındaki balığın yanına yetişmez salata. Doğranacaklar hazır. Patlıcanlar da nemlenmiştir iyice. Ay bunlar hep çekirdek. Ah Saliha, bu mevsimde patlıcan alırsan böyle olur işte. Çekirdekleri ayıkladıkça azaldı, kime yetecek bu salata. Neyse marul salatası da yaparım. Parmağımdaki peçete iyice ağır gelir oldu. Çıkardım baktım kan durmuş mu diye. Peçete bembeyaz. Ee gözümle gördüm ya kanıyordu. Neyse hemen soslayayım salatayı. Daha marul salatası yapılacak. Bir de havuç mu rendelesem? Dur bakalım, vakit kalırsa. Markette bildiğim markayı bulamadım da başkasını aldım. Biraz ağır sanki. Yemeklerde kullanmak lazım bunu. Neyse bugünlük idare edeceğiz artık. Sarımsağı rendeledim. Limon. Tuz. Bolca karıştırayım ki sos işlesin her yere. Aslında sosu ayrı kasede karıştırıp üstüne dökünce daha iyi oluyor ama kase kirlenecek. Lavabo doldu zaten. Bir de onunla uğraşamayacağım. Somonlar da kızarmış. Hay Allah marulları da sirkeli suda çok bırakmışım sünmüşler.
Leave a Reply