Bir yaratım hadisesi

18.06.2024, 06:52, Berlin

Çoğu kişi yazmayı bir delilik hâli olarak tanımlıyor. Günlerce karakterlerle yatıp kalkmak, sessiz ortamda her şeyden soyutlanıp sadece yazmak, ilhamın gelmesini beklemek. Benim yazma eylemim ise bunlardan çok uzak. Ben yazmak istedikten sonra televizyonun karşısında da yazabilirim, yazarken yanımdakine laf da yetiştirebilirim. Yazmaya oturmadan uzun uzun planlar yapamam mesela. Sadece bir önceki cümlem bilir devamında ne geleceğini. Bazen ona bile sürpriz olur. Yazma sürecine yüklenen uhrevi özellikler bende biraz da soru işareti yaratıyor. Acaba benim yazarlığım koftiden mi diyorum 🙂 Benim için yazmanın yemek yemekten ya da parkta yürümekten pek bir farkı yok. Bir iş disipliniyle yaklaşıyorum çoğu zaman. O saatte yazılacak mı, otur ve yaz. Dün çok sevdiğim Gülse Birsel de söyleşisinde çok benzer bir ifade kullandı. İlham perileri falan yok, bu da bir iş dedi. Yazılacak ve yazacaksın. Bunu duymak iyi geldi. Hiçbir konuda tek bir doğru olmadığını kabullenmiş bir insan olarak farklılıklara oldukça toleranslıyım. Ancak bana öyle geliyor ki yaratıcılıkla ilgili konularda pek çok uç değer var.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *