An’lar

  • Ahmet Ümit Berlin’de

    Beyoğlu Rapsodisi’ni okuduğumda duyduğum heyecanı hiçbir zaman unutmayacağım. Üniversiteye hazırlanma senem olmalı. İnsanlar bir günde test kitaplarını yarılarken ben polisiye yarılıyordum. Her gün yarın başlayacağım ümidiyle göz göze geldiğim test kitapları el değmeden kaldı. Kitap okumak varken kim test çözer ki? Ben değil en azından bunu biliyoruz. Senelerce Ahmet Ümit kitaplarını hatmettim. Artık o heyecanı… Continue reading

  • Bahar 2024

    Bizim dağınık saçlı kar prensesleri çiçeklendi. İçim mi daha çiçekli onlar mı emin olamadığım bir gün 🙂 Continue reading

  • İçimi boyayan göl

    Rotadan saptım ve bir göl sahiplendim. Kahverengim gökkuşağında yitti. Besleyecek ördek bulamadım. Kurban edilmiş kayıklar ve ağaçlar vardı yalnızca. Endişesiz bir rüzgâr uğulduyordu. Düşünceler haritada kalmıştı. Continue reading

  • Sel

    Su basmışken kayığımızı ve toprağımızı panik yapmadan bekleyebilir mi insan? Çoşkun sular çekildiğinde hâlâ suyun üzerinde durabildiğine mi şükreder yoksa? Continue reading

  • Okunmamış mesaj

    Doğadan mesaj var. Ya kök sal, toprağın yapısını değiştir, bırak çevren sana uyum sağlasın ya da köksüz kal, hayat başka bir rol bulsun sana. Herkes ayakta duracak diye bir şart yok. Continue reading

  • Tosca – Giacomo Puccini – Staatsoper

    Perşembe gecesi Puccini’nin Tosca operasını izledik. Epeydir bu kadar dramatik bir opera izlememiştim. Salonu içimdeki Vasfiye Teyze ile Ne çektiniz bee nidalarıyla terk ettim. Puccini’nin aryaları önceden de bilip dinlediğimiz için daha da keyif aldık. Ancak sahne tasarımı ve kullanımındaki sadelik hiç hoşuma gitmedi. Görkemli sahneler ve kostümler izlemeyi severim. Bu operada ise her perdede… Continue reading

  • Sizinki kaç birim?

    Yakınlığın ölçü birimi nedir? Birine kaç kilometre uzakta yaşadığın mı? Ömrünün kaç senesini beraber geçirdiğin m? DNAnın uyuşma yüzdesi mi? Yoksa hastayken eline tutuşturulan paketten seni baharlı avlulara davet eden bir mektup, sana bakan bir Marina çıkması mı? Kanımca sonuncusu. Continue reading

  • Berlinale 2024 – Shambhala

    Bizim için Berlinale 2024 kapanışı Shambhala ile oldu. Cumartesi sabahı 9:30’da 150 dakikalık bir Nepal filmi izlemek üzere buluşanlar olarak çok sevimliydik bence. Berlinale boyunca filmleri Sezer seçti, ben girmeden önce konularını bile okumadım. Berlin Competition için seçilen ilk Nepal filmi. Açıkçası Nepal’e özgü manzaralar izleyeceğim belgesel tadında bir film beklerken, sağlam bir drama buldum.… Continue reading

  • Berlinale 2024 – Architecton

    Dün sabah altıda uyandım. Türlü şey, koşu, mesai, ders ve üzerine saat onda bu belgesel görünümlü film. Yorgunluğumu tahmin edersiniz zaten uyku saatim de gelmişti. Ancak 98 dakika boyunca ilgiyle takip ettim ki takip edilecek bir izlek de yoktu. Film doğa ve mimari ile ilişkimizi herhangi bir anlatıcı ya da olay akışı olmadan şahane görüntüler… Continue reading

  • Orta Çağ ayağımıza geldi haaanım!

    Ayda bir Orta Çağ kostümleri ile parkta buluşup ok atıp dövüşüyormuş gibi yapıyorlar. Bu sahnede kendi kendilerine eğlenerek güzel vakit geçiren bir grup insan görmem biraz vakit aldı. Öncesi yargı, eleştiri, itham ve ahkâm. Zihnimi eğitmeli ve düşünce şeklimi değiştirmeliyim. Tesadüfe bakın ki dün bu olayın üzerine konusunu okumadan sadece renklerine ve yönetmenine kapılıp açtığım… Continue reading