Günlük
-
Erken emeklilik
19.12.2024, 07:16, Berlin Noel tatilim Cuma akşamı başlıyor. Büyük bir hevesle bekliyorum. Hayatımda ilk kez blok hâlinde izin alıp seyahat planı yapmadım. Bu zamanı yollarda, kalabalıklarla harcamak istemedim. Karnımda hâlâ acabalar uçuşuyor, “Berke bu sürede kıta bile değiştirebilirsin,” diyor. Ama başka bir şey tutuyor beni. Bu tatil boyunca derinlemesine okumak, okuduklarımdan ilham alıp yazmak, Berlin’in… Continue reading
-
İncelikler yüzünden
15.12.2024, 07:53, Berlin Senenin sonuna yaklaştığımız şu günlerde yeni yıl için kendime sadece tek bir söz vermek istiyorum: Gereksiz özveriden kaçınma. Aslında epey azalttım ama yine de hâlâ hayatıma sirayet eden yerleri var. Ben aman kimse alınmasın, aman kimse üzülmesin diye çaba gösterdikçe hayat karşıma hep tam tersi örnekleri getirip duruyor. Yakın dönemde çok çok… Continue reading
-
Çürümüş
09.12.2024, 06:16, Berlin Son zamanlarda bir memnuniyetsizlik var üzerimde. Ne yapsam, ne yapsalar yeterli gelmiyor. Doğmayan, açmayan güneşin etkisi mi bilmem, benim bulutlarım da dağılmıyor. Dün Sezer’le eski hayatımızdan bahsettik. Yakınlarda on sekiz seneyi devirdik. Beraber büyüdük, hayatımızdaki her şeyi beraber, tırnaklarımızla yaptık. Bu hayatımdaki en kıymetli duygu. Ne zorluklar görmüşüz, ne kadar boğuşmuşuz. Gülümseyerek… Continue reading
-
Kar topu
Güne şahane bir yazı okuyarak başladım. Arkadaşımın yayımlanacak son yazısı, ben yayımlanmadan okuyorum. 😎 Yazar çevrenin olması gerçekten muhteşem bir şey. Edebiyata VIP bilet! En havalı özelliğim diyebilirim. Yazısına paylaştığım Gülten Akın sözleriyle ilham vermişim. Onun yazısı da bana ilham verdi ve bugün buradayız. Gülten Akın, arkadaşım, ben ve onun yazısında bahsettiği herkes kocaman bir kar… Continue reading
-
Paskalya çöreği
04.12.2024, 06:12, Berlin Güne kas hastalığı olduğu için burnuyla iki kitap yazan gencin haberiyle başladım. Bir şeyi yapmamak adına sıraladığımız bahaneler ne kadar da yalan değil mi? En yalanı sevmeyenlerimiz bile büyük birer yalancı ve manipülatör. Kendimizi rahatlatmak için ne diller döküyoruz iç dünyamızda. Bazen içimizden taşıp dışarıya dökülüyor bunlar, karşı taraf hiç yemiyor ama… Continue reading
-
Hişt hişt sakin ol
02.12.2024, 06:12, Berlin Şu sıralar hayatımda çok fazla şey oluyor. Yazmaktansa okumaya döndüğüm bir dönem. Bu işi de biraz abarttım tabii. Aynı anda okuduğum kitap sayısı on dörde çıktı ve eksilen değil, sürekli eklenen oluyor listeye. Jale Parla’nın Don Kişot’tan Bugüne Roman’ını okurken Tristram Shandy’den bahsettiğini görünce ona başlıyorum. O Locke’dan bahsedince bu sefer Locke… Continue reading
-
Elacığıma
30.11.2024, 07:48, Berlin Üç sene önce bugün bir telefon aldım. Teyzesi gibi sabırsız olan yeğenim benim gitmemi beklemeden doğmaya karar vermiş. Aceleciliğinin sonuçlarını kendi de çekti. On gün kuvözde kalarak hepimize biraz da olsa sabırlı olmayı öğretti.Doğumunun ertesi günü kendime bir söz verdim. “Kendimin daha iyi bir versiyonu olacağım,” dedim. Erken kalkmaya başladım. Sonra devamı… Continue reading
-
Fark edilmek
28.11.2024, 06:03, Berlin Bir süredir yazı yolculuğumda şahane şeyler oluyor. Nasıl bilmiyorum ama bunun gelişini hissettim. Neyse ki şahidim var. Sezer’e “İçimde bir heyecan var. Çok güzel şeyler olacak gibi hissediyorum,” dedim hemen ardından bir öykü ödülünde dokuzuncu olduğumun haberi geldi. Sonra beni çok heyecanlandıran, buraya da yüklediğim o podcasti yaptık. Dün de belki de… Continue reading
-
Öyküm ve Yapay Zekâ: Bir Podcast Deneyimi
26.11.2024, 19:02, Berlin Yapay zekâ, hayatlarımızın tam ortasına hızla yerleşti. Her şeyin kolaylaştığını hissediyoruz ve şimdilik bu teknolojinin olumlu yönlerine odaklanabiliriz. Biz amatör öykücüler için metinlerimizin okunup değerlendirilmesi büyük bir ihtiyaç ve bu imkâna ne yazık ki çok zor ulaşıyoruz. Eminim çoğumuz yazdıklarımızı yapay zekâya analiz ettirmeyi denemişizdir. Ben bu fikri bir adım öteye taşıdım.… Continue reading
-
Yeni tanışıklıklar
24.11.2024, 06:15, Berlin Dün yetmiş üç yaşındaki Renate ile tanıştım. Hayatımın sonuna kadar o günü unutmayacağım (umarım). Sezer’in canı döner istedi. Yakınlardaki dönerciye yürürken bir kadın “Almanca biliyor musunuz?” diye yaklaştı. Aramızda Türkçe konuşuyorduk, başka bir dil olduğunu anlamış. Bu detay devamında önem kazanacak. Olumlu cevap verince bir yer aradığını söyledi. Çevresinde kilise varmış, sarı… Continue reading