Günlük

  • … da olabilirdin

    28.06.2024, 06:42, Berlin Nietzsche’nin bengi dönüş kavramını duymuş muydunuz? Felsefe okumalarına başladığımda çok sistemli ilerlemek istiyordum ancak daldan dala atlarken buluyorum kendimi. Birçok şeyi az bilmektense, bir şeyi çok iyi bilmek evladır derler ancak benim yolculuklarım pek öyle ilerlemiyor. Bu da böyle bir yolculuk. Dün bu kavramla ilgili okudum. Aslında kavram farklı yönlerden ele alınabiliyor.… Continue reading

  • Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu Köyü’nden tüm dünyaya selamlar

    27.06.2024, 06:29, Berlin Stoa kitabında tam tersini dene yaklaşımını gördüm. Seinfeld’in The opposite isimli bölümünde de bu konu işlenmiş. Tekrar izleyince hatırladım. Yaklaşıma göre çoğu içgüdümüz hatalı, öğrenilmiş davranış kalıpları. Ve tersini yaparsak hayatın karşımıza çıkardığı fakat kullanamadığımız fırsatlardan yararlanabiliriz. Seinfeld’deki George bunu deniyor ve çok kısa vadede hayatı bambaşka bir noktaya geliyor. George’un hayatı… Continue reading

  • Keyfimin kâhyasının tek işvereni benim

    26.06.2024, 06:43, Berlin Tolstoy’un Shakespeare’den nefret ettiğini biliyor muydunuz? Shakespeare’in kelime oyunlarını zevksiz, karakterlerindeki kimlik değişimlerini yapay buluyormuş. Eserlerini edebi yapıt hâline Alman entelektüellerinin taşıdığını düşünüyormuş. Dahası kendi beğenmediği ve aleyhinde yazdığı yetmezmiş gibi, sevdiği yazarlar Shakespeare’i sevdiklerini beyan ettiklerinde daha da sinirlenirmiş. Orwell, bunun üzerine, neden Shakespeare’i sevmeliyiz konulu bir metin yazmış. Bu metinde… Continue reading

  • Yayın akışı

    25.06.2024, 06:35, Berlin Size de oluyor mu? Aynısı kaynınızda var mı? Sanki tüm kitaplar, tamam çok iddialı oldu, çoğu kitap tüm sorularımıza cevap verebilecek şekilde yazılmış. O gün aklınızda hangi soru varsa, bir şekilde bir işaret çıkıyor karşınıza. Edebiyatın büyüsü mü benim deliliğim mi kararsızım. Belki de çoğu şeyde olduğu gibi kitapların da kendim için… Continue reading

  • Telefonun başında çaresiz beklemiyorum

    24.06.2024, 06:41, Berlin Yapılan araştırmaya göre 1986 yılında 40 gazetelik bilgiye maruz kalırken, 2007’de bu sayı 174’e çıkmış. Bu seneyi düşünemiyorum bile. Sosyal medyaya döndüğüm kısa zaman zarfında bu durumu çok yakından gözlemledim. Bana kesinlikle iyi gelmiyor sosyal medya. Tabii sosyal medyayla bitmiyor iş. Mesajlaşmalar da bazen telefonu elden bıraktırmayacak bir etki bırakıyor. Öyle bir… Continue reading

  • Kadın kardeşliği

    22.06.2024, 06:06, Berlin Yazdıklarınla beni güldürdün. Hakkında konuştuğun adam bu kadar başarılı olmuşken, kimse senin söylediklerine ilgi gösterir mi sanıyorsun? Eğer bir insan önemsiz ise, kimseye bir şey söylemeden, sessizce kalması gerekir. Sana da bunu tavsiye ederim. Dün karşılaştığım bu satırların sahibi beni oldukça şaşırttı. Bu satırlar kuzenine aşık olduğu için eşini terk eden Albert… Continue reading

  • İşte benim stilim 🙂

    21.06.2024, 06:42, Berlin Aristoteles, mutluluk ruhun erdeme uygun etkinliğidir diyor. Bunun için kendimizi tanımak şart. Yine çoğu felsefi yaklaşımda yolumuz bilgi sahibi olmak ve bilgelik farkına çıkıyor. Bilgiyi içselleştirip kendi hayatında uygulayamadıktan sonra sadece bilgi hamalı oluyoruz. Bilgelik o bilgi benim hayatımı dönüştürünce başlıyor. Kendimi yeni yeni tanıyorum. Kendime karşı yeni yeni dürüst oluyorum. Başka… Continue reading

  • Yarıyıl karnesi ve yaz gün dönümü paniği

    20.06.2024, 06:36, Berlin Pek dahil olamadığım güzel Mayıs havasından sonra, Haziran Berlin için pek tatsız geçti. Yağmur, çamur, mont. Hava tahmini bugün itibari ile derecelerin yükseleceğini, gökyüzünün güneşleneceğini öngörüyor. Haklı olsa gerek, masamın başına oturunca panjuru indirme ihtiyacı hissettim. Hayat da çoğunlukla bu sanırım. Bir yandan dört gözle güneşi bekleyip gelince de panjurları indirmek. Haziran… Continue reading

  • Oltamıza takılan yeni türler

    19.06.2024, 06:36, Berlin Berna Moran’dan öğrendiğim üzere birçok eleştirmene göre iç konuşma tekniğinin bir anlatım yöntemi olarak sürekli kullanıldığı ilk roman Édouard Dujardin’in 1887’de basılmış olan Les Lauriers sont Coupés isimli kitabı. Kitabı okumadım ama ismi sanıyorum Defneler biçildi/kesildi anlamına geliyor. Epey etkileyici bir isim. Aynı zamanda James Joyce’un Ulysses’ine de ilham olduğu söyleniyor. Recaizade… Continue reading

  • Bir yaratım hadisesi

    18.06.2024, 06:52, Berlin Çoğu kişi yazmayı bir delilik hâli olarak tanımlıyor. Günlerce karakterlerle yatıp kalkmak, sessiz ortamda her şeyden soyutlanıp sadece yazmak, ilhamın gelmesini beklemek. Benim yazma eylemim ise bunlardan çok uzak. Ben yazmak istedikten sonra televizyonun karşısında da yazabilirim, yazarken yanımdakine laf da yetiştirebilirim. Yazmaya oturmadan uzun uzun planlar yapamam mesela. Sadece bir önceki… Continue reading