Günlük
-
Ateşsiz kalmak
17.05.2024, 06:26, Berlin Demir Özlü, Ferit Edgü’ye attığı kartta: İçimde, beni her zaman mutlu etmeye yetmese de, yanmaya hazır ne de çok mum varmış diyor. Ferit Edgü mektubunda şöyle cevap veriyor: Eve varır varmaz, her akşam tüm ışıkları yakarım. Ama yıllar var ki içimdeki tek mumu yakmayı başaramadım. Ya çaktığım kibrit sönüyor, ya da mumlar… Continue reading
-
Liken mi köpekbalığı mı küçük balık mı?
16.05.2024, 06:37, Berlin Lisede biyoloji dersinde simbiyotik yaşam türlerini görmüştük. Bunların en eşitlikçisi mutualizm. Türlerin her ikisinin de bu ilişkiden yarar görmesi durumu. Senelerdir unutmadığım örneği likenler, alg ve mantar birlikteliği. Algler mantarlardan aldığı inorganik madde ile organik madde sentezliyor. Mantarlar da alglerden aldığı organik maddeyi kullanıyor. Kardeş kardeş yaşıyorlar. Kommensalizmde ise biri ilişkiden fayda… Continue reading
-
Küsengiller
15.05.2024, 06:19, Berlin Hitabet bambaşka bir yetenek. Bazen kişinin ne kadar dolu olduğundan bağımsız. Dün Nilay Örnek’le söyleşisini dinlediğim Mahir Polat ise hem dopdolu bir insan, hem de muazzam bir konuşmacı. Uzun zamandır bende bu kadar olumlu duygular bırakan bir söyleşi dinlememiştim. Bir politikacının bunu başarmasına ihtimal vermezdim. Belki seçim dönemindeki kampanyasını takip edenler bilirler… Continue reading
-
Detoks
14.05.2024, 06:26, Berlin Son tatilimde uzun zamandır yapamadığım bir şeyi yaptım: ekran detoksu. Senelerce sosyal medya ve WhatsApp kullanmayan bir insan olarak son zamanlarda buralara yeniden düşmek (çünkü bizi içine çektikçe çeken bir bataklık) beni epey yormuştu. Bu beş gün boyunca telefonuma minimum zaman ayırdım. Hiç yazışmadım değil ama minimumda tuttum. Telefonu fotoğraf çekmek için… Continue reading
-
Sev dünyayı açılır her kapı, işte Susam Sokağııı
13.05.2024, 06:25, Chamonix Alp manzaralı son yazı. Geri geleceğim ama, belki Fransa değil de İtalya tarafına ya da İsviçre. Yer kabuğunun bu şaşaalı hâlleri bağımlılık yaratıyor. Bugün gidiyoruz. Böyle tatiller yapabilmemiz için gerekli mesailerimize dönüş vakti. Eski yazılarda işini mutlulukla yapan, en azından karşı tarafa öyle yansıtan bir kuryeden bahsetmiştim. Dün de bir garson kadın… Continue reading
-
Emlakçı vitrinleri
12.05.2024, 06:12, Chamonix Chamonix küçük bir şehir. İçinde konforlu şehir yaşamını sürdürebileceğiniz her türlü dükkân mevcut. Şık restoranlar, masallardan çıkmış pastaneler, havalı butikler, şampanya mağazaları marketlerde ıstakozlar ve türlü deniz ürünleri. Şehirde her yere yürüyerek gitmek mümkün. Merkez bir uçtan bir uca on dakika sürüyor. Çok turistik olmasına rağmen göz aşinalığı bile kazanılıyor. İnsanlar çok… Continue reading
-
Mer de Glace buzul marşı
11.05.2024, 06:23, Chamonix Dün Dünya bir buzulun içinden benimle konuştu. Etten kemikten varlığına bu kadar yakından şahit olmak sarsıcıydı. Sanılanın aksine sancılı bir şarkı değildi söylediği, bir direniş marşıydı. Karşı tarafın olmadığı, kimseye küsülmeyen, ayaktayım diyen bir marş. Neyin değiştiğini bilmiyorum ama o ses bende bir şeyleri değiştirdi. Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeyler… Continue reading
-
Dağların arasında
10.05.2024, 06:16, Chamonix Saçları beyazlamış dağlar şehri kuşatmış. Yamaçları birer ahtapot kolu gibi üzerimize devriliyor. Ak saçlardan doğmuş nehir kuşların cıvıltısını bastırmak istermişçesine yüksek debisiyle çağıldıyor. Sevimcimle bu görkeme ortak olmaya çalışıyorum. Oldum olası gezdiğim yer dünyanın en güzel yeri gibi gelir. Dünyanın en güzel yerinde, dünyanın en güzel manzarasına bakarak yazıyorum bunları. Yıldızlar gibi… Continue reading
-
Paket
09.05.2024, 08:52, Cenevre uçağı Uçak yolculuklarında uçuş korkum hakkında yazmak âdet oldu. Yalan yok, bir yandan bir yere yazı yetiştirmek zorunda olan bir yazar gibi hissediyorum kendimi. Bir de tabii korkumdan ve geçmiş tecrübelerinden başka pek bir şey düşünemediğimden. Eğer korku bir travma olmaksızın geliyorsa bazı aşamalardan geçiyor. İlk aşama tetikleyen bir şeyler yaşama, endişelenme… Continue reading
-
Redif
08.05.2024, 06:33, Berlin Dün ortaokuldan beri ilk kez redif kelimesini duydum. Duyduğum an yüzüme bir gülümseme yayıldı. Ne çok severdim Türkçe derslerini. Adı Türk Dili ve Edebiyatı olmuştu sanırım. Kompozisyon yazayım, okuma saatimiz olsun, uzun cümleleri öğelerine ayırayım, okuduklarımızı tartışalım. Redifi eksik hatırlıyormuşum. Sabah biraz çalıştım, kafamda oturdu. İnsanın en büyük özgürlüklerinden biri zorunda kalmadan… Continue reading