Günlük

  • Yapma ve bozma cesareti

    13.06.2024, 06:47, Berlin Bu blogun doğum hikâyesini 77 kez falan yazmış olmalıyım. İki sene önceki doğum günü hediyelerimden biriydi. Bir seneden fazla boş durdu. Mayıs ayında doldurmaya niyet ettim, Ağustos ayında Günlük fikri doğdu. Aslında doğmak fikri ile bağlanamayacak kadar demode bir fikir, insanlar bin yıllardır günlük yazıyor neredeyse. Ve ben aslında hiç günlük tutmadım.… Continue reading

  • 38

    12.06.2024, 06:23, Berlin Otuz sekizin ilk günü sahip olduklarıma şükretmekle başladı. Otuz yedi şahane bir yaştı. Kendimle tanışarak, ne istediğime karar verdiğim ve bu yolda gerekli adımları atarak geçen bir yaş. Geldiğim yerden o kadar memnunum ki. Hayatında neyi değiştirmek istersin deseler en ufak bir değişikliğin bile bugünden bir şey eksiltmesine müsaade edemem. Bırak, her… Continue reading

  • Kafka ile bir pazar sabahı

    09.06.2024, 06:30, Berlin Kafka’nın 1920’de Avusturyalı şair Albert Ehrenstein’a yazdığı bir mektup açık artırmaya çıkmış. Kafka mektubunda yazar tıkanıklığından dem vuruyor. Koskoca Kafka bile. Diyor ki; “Üç yıldır hiçbir şey yazmadım, şu anda yayınlananlar eski şeyler, başka bir çalışmam yok, başlamadım bile.” Kısacık ömründe üç sene ne kadar da uzun. Sanırım hayatta kalmaya uğraşırken, sıra… Continue reading

  • Ötekileştirilmemiş bir dünya

    08.06.2024, 06:49, Berlin Pandora’nın Merakı’nı her hafta dört gözle bekliyorum. Eylül Hanım’ın kitaplar karşısındaki heyecanı, konukların titizliği, özeni, bizi en kuytularına konuk edişleri çok hoşuma gidiyor. Her seferinde ne çok sakladıklarına şaşıyorum. Ben günlüklerimi, şiirlerimi, hatıra defterlerini bile saklamazken. Dün İsmail Güzelsoy’un konuk olduğu son bölümü izledim. Hiç okumadığım bir yazar. Program o kadar sert… Continue reading

  • Bi müsaade

    07.06.2024, 06:11, Berlin Çok konuşmak ne zaman övünülecek bir meziyet oldu bilmiyorum. Benim çocukluğumda çok konuşan insanlar çok konuştuklarının farkında olmadıklarından çok konuşurlardı. Artık farkında ola ola, sözde esprili bir özür eşliğinde çok konuşuyorlar. Online seminerlere katılmayı çok seviyorum. Ancak bu seminerlerin çoğunda bir ya da iki katılımcı alıyor sazı eline, durmak bilmiyor. Sözde soru… Continue reading

  • Penceremdeki mayıs

    04.06.2024, 06:29, Berlin Hafta sonu boyunca toplamda on saat uyuyup yirmi iki saat çalıştım. Mayıs ayının tamamı benzer bir tempoda geçti. Bu meşakkatli uğraşın sebebi öykü dosyam. Bağımsız öykülerimden on dokuzu bir araya geldi ve bir parti kurdu. Oylara talip 🙂 İki buçuk senedir ötelediğim tüm düzenleme ve kontrolleri yaptım. Okudukça her cümleyle oynadım. Sonsuz… Continue reading

  • Anlık hava durumu

    03.06.2024, 06:20, Berlin Yarının kaygısından bugünün huzurunu kaçırıyoruz. Çekmecelerin bir kısmı henüz dağınık olsa da, bu fikri içselleştirebildim, en azından şu anki durum için. Dün yürüyüş yaparken yağmura yakalandım. Ağaçların beni koruyabildiği kısa bir yaz yağmuruydu. Yağmur bitince saklandığım dalların altından çıktım. Artık yağmur sadece ağaçların altında yağıyordu. Bize şemsiye kesilmiş yapraklar suyu üzerlerinde biriktirmiş,… Continue reading

  • Çekmeceler

    31.05.2024, 06:25, Berlin Kafam pek yerinde değil. İçimdeki çekmeceler yine karıştı. Onlar dağınıkken yeni yazı çıkmıyor pek. Aklım onlarda. Ne güzel de düzenlemiştim hepsini. Bahsi bir daha açılmaz sandıklarım en alttaydı. İlk onlar fırladı, iyi mi? Continue reading

  • Seni sevdim

    29.05.2024, 06:14, Berlin Konuşmaya yeni başlayan yeğenim tek zaman kipi kullanıyor: di’li geçmiş. Çoğu şeyi anlam kaybı yaşamadan anlatabiliyor. Yedim, gittim, geldim. Seni seviyorumu, seni sevdim şeklinde söyledikçe çok eğleniyoruz. Kipler belki de yetişkin hayatlarımızı boşuna karmaşıklaştırıyor. Gideceğimler, gelmekteyimler, yapacaktımlar, olmasaydılar, duymuştumlar, bilirler… Gün sonu muhasebelerinin tek geçerli zamanı di’li geçmiş. O gün kendin için,… Continue reading

  • Kurtbağrından Berke’ye

    26.05.2024, 06:21, Berke Dün yürüyüş yaparken kurtbağrı isimli bir çalı türüyle tanıştım. Kokusuyla beni kendine çekti. Türkçe adını çok tuhaf buldum ama nereden geldiğine ilişkin bir bilgi bulamadım. O bilgiyi araştırırken bazı Türkçe etimoloji siteleri buldum. Özel isimleri de eklemişler. Hemen Berke’ye baktım. Vizyonum çok geniştir 🙂 Berke tanrının kırbacı olarak geçiyor çoğu yerde, ben… Continue reading