Günlük

  • İsimsiz

    14.03.2024, 06:36, Berlin Üç sene. Karanlıkta çalan telefon. Antiseptik kokulu beyaz koridorlarda yankılanan çığlıklar. Boşluğa düşmüş bir el. Feryatlar. Akan gözler. Planlanıp edilememiş bir kahvaltı. Seviyorum diye dizilip yenmemiş peynirler. Kalabalık. Çok kalabalık. Sobasız odalarda saklanma. Islanan maskeler. Maske çıkınca ortaya serilenler. Bağırışlar. Huzursuzluk. Daha çok insan. Normale dönen sohbetler. Kızgınlık. Nefret. Yemek. Çay. Bulaşık.… Continue reading

  • 992

    13.03.2024, 06:00, Berlin Dün gece okuduğum pozitif düşünme ile ilgili kitapta hayallerimiz için harcadığımız çabadan bahsederken yazar olmak isteyen biri günde dört saat masa başına oturacak disiplini gösteremiyorsa tekrar düşünmek lazım tarzında bir şey yazıyordu. Yazar dese tamam diyeceğim. Yazar olmak isteyen diyor. Ben ki kendimi disiplinli olarak tanımlarım ama dört saat nedir? Edebiyat ile… Continue reading

  • Erik ağacı yoktan mı var oldu yoksa hep orada mıydı?

    12.03.2024, 06:13, Berlin Geçen gün kafama taktığım şeylerden bahsetmiştim. Panik hâlinde sürekli aynı şeyi düşünüyor ve endişeleniyordum. Dün durumun bileşenlerinden biri elendi. Aslında teorik olarak değişen hiçbir şey olmadı. Sadece o bileşenin elenmesi duygu durumumu değiştirdi. Rahat bir nefes aldım. Tüm bunların hepsi içimde olup bitti. Stresliyken resmen hayatı fark edemeden yaşayıp gidiyoruz. Markete giderken… Continue reading

  • Rota yeniden hesaplanıyor

    11.03.2024, 06:34, Berlin Dün arkadaşlar bizdeydi. Çocuklarının peşinden koşarken küçük ayak parmağımı koltuğa çarptım. Kimseye renk vermeden koşmaya devam ettim. En çok suikasta kurban giden uzvumuz olduğundan acısını tahmin edersiniz. O kadar kötü bir çarpmaydı ki evdekiler duydukları sesten panik oldu. Olur böyle şeyler dedim ve buz koyma, ayak uzatma gibi tavsiyeleri reddettim. Parmağım çok… Continue reading

  • Kurallı bileşik fiillerle bezenivermiş tekinsiz bir yazı

    10.03.2024, 06:24, Berlin Güneşin resmi uyanışı benden geç ama sabah kalktığımda doğayazmışlığının pembeliği beni karşılıyor ve bende bir geç kalmışlık hissiyatı yaratıyor. Daha mı erken kalksam diyorum. Sonra güneşle nasıl yarışacaksın yakında dört buçukta uyanmaya başlayacak diye kendimi yatıştırıyorum. İsveçlilerin bir deyişi varmış. Çok hızlı koşarsan ruhun geride kalırmış. Bazen durup onu beklemen gerekirmiş. Durmak… Continue reading

  • Evren olması gerektiği gibi peki ya ben?

    09.03.2024, 06:31, Berlin Hayatımdaki pek çok şey keyifli gitse de, gitmeyen tek şeye kafayı takmış durumdayım. Hayattan kaçış protokolüm devreye girmek istiyor. Uzun saatler uyuyup uyanık olduğum az saatte de başka hiçbir şey yapmadan kafamda kurmak istiyorum. Beni mutlu eden şeyleri yapmak için kendimi zorluyorum. Kapıya kilit vurursam kolay kolay kapıyı tekrar açma enerjisi bulamayacağımın… Continue reading

  • Keskin sirke

    08.03.2024, 06:39, Berlin Zen olacağım diye ortalarda dolanırken bir yandan da hayata küsmeleri meşhur bir insanım. Aklımdaki plan gerçekleşmezse küsüveririm hemen, kendimi cezalandırırım. Bu mantalite ile her hikâyede yanan hep ben olurum. Bugün Berlin’de tatil, uzun hafta sonu. Sezer’le bir yerlere kaçmak istedik. Havalimanlarında ve trenlerde Almanya çapında grev var. Berlin’in gözlerden ırak lokasyonu malum.… Continue reading

  • Tahammül

    07.03.2024, 06:35, Berlin Üst üste çok güzel Kalben programları izledim ve dinledim. Kalben’in müziğini de çok severim, kendini tanıma ve sevme yolculuğunu da. Hatta edebiyatını da çok seveceğim gibi duruyor. Storytel’den kitabını dinlemeye başladım. Durmaksızın anlatıyor, motor takılmış gibi. Ben aslında çok konuşan insanları pek sevmem. Yorarlar beni. Ama iki saatliğine maruz kalmak bünyemde ters… Continue reading

  • Artistik patinaj

    06.03.2024, 06:33, Berlin Dün Jale Hoca yine ruhuma dokunan iki tabir kullandı: Ruhen artist olmak ve kibrin sanatı doğurması. Bizi yaratmaya iten başkalarından daha iyi yapabileceğimiz düşüncesi yani kibir. Yazmak, yazdığını beğenmek ve yazdığını paylaşmanın içinde bolca kibir var. Murat Hoca da kitap yazmayı benzer bir biçimde tanımlamıştı: Onu okuma, beni oku! Kibir beraberinde öz… Continue reading

  • Paradoks

    04.03.2024, 06:23, Berlin Kafalarımızda önceki tecrübelerimiz öylesine yer kaplıyor ki, yeni tecrübelere özellikle sonu mutlu bitenlere yer kalmıyor. Faka basmayalım diye hep kötüyü tutuyoruz bellekte. Geçtiğimiz hafta düşmeyen bir ateşe maruz kalınca doktora gitmem gerekti. Doktorcuğum da kan testi istedi. Damarlarım çok dar olduğu için benden kolay kan alınamıyor(du). Geçmişteki tüm tecrübelerimde kollarım iğne ile… Continue reading