Günlük

  • Kukla gösterisi

    19.03.2024, 05:49, Berlin Geçenlerde mamut ağaçları ile alakalı bir haber okudum. Bu ağaçlar tek gövdeli en büyük ağaç türüymüş. Ana vatanları Kaliforniya’ymış. 19. yüzyılın ortalarında tohum ve fide olarak İngiltere’ye  ihraç edilmişler. Benim gibi sıcak iklimde doğmuş bu ağaçların İngiltere’de pek varlık gösteremeyeceğini düşündüyseniz yanıldınız. Kaliforniya’daki ağaçların 80.000’i tehlike altındayken İngiltere’de şu an Kaliforniya’dakinden daha… Continue reading

  • Kiraz çiçekleri, talaş böreği ve dondurma yasakları

    18.03.2024, 06:30, Berlin Mevsim sancılanınca gökten kiraz çiçekleri döküldü. Soğuğa talimli miydiler acaba? Görmediğim kuşlar görmediğim çiçek dallarına konuyor bu bahar. Bahar diyorum. Eksi derecelere düşse de cemre ilkokuldaki mevsimler panomuzda Mart ilkbahardır. Ve mart gri kente batmayan güneşleri de getirdi beraberinde. Kent şaşkın, kentli ondan da şaşkın. Ağaçların çiçekleri fazla gelip içimden taşıyor. Lacivert… Continue reading

  • Domatesten Kolomb’a

    17.03.2024, 06:22, Berlin Pomodoro Tekniği’ni duymuş muydunuz? Ben yeni duydum ve hemen uygulamaya koydum. Az disiplinliymişçesine hayatıma biraz daha disiplin kattım 🙂 Teknik seksenlerin sonunda Francesco Cirillo tarafından geliştirilen bir zaman yönetimi tekniği. Pomodoro İtalyanca domates demek. Adını Cirillo’nun öğrenciyken kullandığı domates şeklindeki mutfak zamanlayıcısından alıyor. Öncelikle kendinize bir görev belirliyorsunuz. Bu görev üzerinde 25… Continue reading

  • Sahnede devleşenler

    16.03.2024, 06:40, Berlin Geçen gün zamanın döngüsel olabileceği üzerine bir video izlerken zaman gibi dil algımızın da çizgisel olduğundan bahsedildi. Hiç böyle düşünmemiştim. İsmini hatırlamadığım bir bilim kurgu filmine referans verildi. O filmde uzaylılar dairesel olarak iletişime geçiyorlarmış. Dünya üzerinde fazla düşünmeden kanıksayıp dişlilerinden biri olduğumuz o kadar çok şey var ki. Üzerine düşününce birçoğuna… Continue reading

  • Günsel ömürler ya da ömürsel günler

    15.03.2024, 06:50, Berlin On gündür tüm algılarımı kör eden bir kaygı topunun içinde oturuyorum. Hayata onun yarı geçirken zarları arkasından bakıyorum. Sanırım yazdıklarım da karamsarlaştı bu dönem. Neyse ki topu dün patlattık. Bir konu hakkında sürekli endişelenmiyor olmak ne harika bir şeymiş. Bu süre zarfında endişe ve çok düşünme problemimi izlediklerim ve okuduklarımla yenmeye çalıştım.… Continue reading

  • İsimsiz

    14.03.2024, 06:36, Berlin Üç sene. Karanlıkta çalan telefon. Antiseptik kokulu beyaz koridorlarda yankılanan çığlıklar. Boşluğa düşmüş bir el. Feryatlar. Akan gözler. Planlanıp edilememiş bir kahvaltı. Seviyorum diye dizilip yenmemiş peynirler. Kalabalık. Çok kalabalık. Sobasız odalarda saklanma. Islanan maskeler. Maske çıkınca ortaya serilenler. Bağırışlar. Huzursuzluk. Daha çok insan. Normale dönen sohbetler. Kızgınlık. Nefret. Yemek. Çay. Bulaşık.… Continue reading

  • 992

    13.03.2024, 06:00, Berlin Dün gece okuduğum pozitif düşünme ile ilgili kitapta hayallerimiz için harcadığımız çabadan bahsederken yazar olmak isteyen biri günde dört saat masa başına oturacak disiplini gösteremiyorsa tekrar düşünmek lazım tarzında bir şey yazıyordu. Yazar dese tamam diyeceğim. Yazar olmak isteyen diyor. Ben ki kendimi disiplinli olarak tanımlarım ama dört saat nedir? Edebiyat ile… Continue reading

  • Erik ağacı yoktan mı var oldu yoksa hep orada mıydı?

    12.03.2024, 06:13, Berlin Geçen gün kafama taktığım şeylerden bahsetmiştim. Panik hâlinde sürekli aynı şeyi düşünüyor ve endişeleniyordum. Dün durumun bileşenlerinden biri elendi. Aslında teorik olarak değişen hiçbir şey olmadı. Sadece o bileşenin elenmesi duygu durumumu değiştirdi. Rahat bir nefes aldım. Tüm bunların hepsi içimde olup bitti. Stresliyken resmen hayatı fark edemeden yaşayıp gidiyoruz. Markete giderken… Continue reading

  • Rota yeniden hesaplanıyor

    11.03.2024, 06:34, Berlin Dün arkadaşlar bizdeydi. Çocuklarının peşinden koşarken küçük ayak parmağımı koltuğa çarptım. Kimseye renk vermeden koşmaya devam ettim. En çok suikasta kurban giden uzvumuz olduğundan acısını tahmin edersiniz. O kadar kötü bir çarpmaydı ki evdekiler duydukları sesten panik oldu. Olur böyle şeyler dedim ve buz koyma, ayak uzatma gibi tavsiyeleri reddettim. Parmağım çok… Continue reading

  • Kurallı bileşik fiillerle bezenivermiş tekinsiz bir yazı

    10.03.2024, 06:24, Berlin Güneşin resmi uyanışı benden geç ama sabah kalktığımda doğayazmışlığının pembeliği beni karşılıyor ve bende bir geç kalmışlık hissiyatı yaratıyor. Daha mı erken kalksam diyorum. Sonra güneşle nasıl yarışacaksın yakında dört buçukta uyanmaya başlayacak diye kendimi yatıştırıyorum. İsveçlilerin bir deyişi varmış. Çok hızlı koşarsan ruhun geride kalırmış. Bazen durup onu beklemen gerekirmiş. Durmak… Continue reading