Günlük

  • Evren olması gerektiği gibi peki ya ben?

    09.03.2024, 06:31, Berlin Hayatımdaki pek çok şey keyifli gitse de, gitmeyen tek şeye kafayı takmış durumdayım. Hayattan kaçış protokolüm devreye girmek istiyor. Uzun saatler uyuyup uyanık olduğum az saatte de başka hiçbir şey yapmadan kafamda kurmak istiyorum. Beni mutlu eden şeyleri yapmak için kendimi zorluyorum. Kapıya kilit vurursam kolay kolay kapıyı tekrar açma enerjisi bulamayacağımın… Continue reading

  • Keskin sirke

    08.03.2024, 06:39, Berlin Zen olacağım diye ortalarda dolanırken bir yandan da hayata küsmeleri meşhur bir insanım. Aklımdaki plan gerçekleşmezse küsüveririm hemen, kendimi cezalandırırım. Bu mantalite ile her hikâyede yanan hep ben olurum. Bugün Berlin’de tatil, uzun hafta sonu. Sezer’le bir yerlere kaçmak istedik. Havalimanlarında ve trenlerde Almanya çapında grev var. Berlin’in gözlerden ırak lokasyonu malum.… Continue reading

  • Tahammül

    07.03.2024, 06:35, Berlin Üst üste çok güzel Kalben programları izledim ve dinledim. Kalben’in müziğini de çok severim, kendini tanıma ve sevme yolculuğunu da. Hatta edebiyatını da çok seveceğim gibi duruyor. Storytel’den kitabını dinlemeye başladım. Durmaksızın anlatıyor, motor takılmış gibi. Ben aslında çok konuşan insanları pek sevmem. Yorarlar beni. Ama iki saatliğine maruz kalmak bünyemde ters… Continue reading

  • Artistik patinaj

    06.03.2024, 06:33, Berlin Dün Jale Hoca yine ruhuma dokunan iki tabir kullandı: Ruhen artist olmak ve kibrin sanatı doğurması. Bizi yaratmaya iten başkalarından daha iyi yapabileceğimiz düşüncesi yani kibir. Yazmak, yazdığını beğenmek ve yazdığını paylaşmanın içinde bolca kibir var. Murat Hoca da kitap yazmayı benzer bir biçimde tanımlamıştı: Onu okuma, beni oku! Kibir beraberinde öz… Continue reading

  • Paradoks

    04.03.2024, 06:23, Berlin Kafalarımızda önceki tecrübelerimiz öylesine yer kaplıyor ki, yeni tecrübelere özellikle sonu mutlu bitenlere yer kalmıyor. Faka basmayalım diye hep kötüyü tutuyoruz bellekte. Geçtiğimiz hafta düşmeyen bir ateşe maruz kalınca doktora gitmem gerekti. Doktorcuğum da kan testi istedi. Damarlarım çok dar olduğu için benden kolay kan alınamıyor(du). Geçmişteki tüm tecrübelerimde kollarım iğne ile… Continue reading

  • Teşne ve akışta

    03.03.2024, 06:42, Berlin Bu ay çok uzun zamandır beklediğim bir şey gerçek oldu ve öykülerimden biri basılı olarak yayımlandı. Öykülerim online yayımlanınca linki açıp açıp bakıyordum. Basılı olunca ve henüz elime ulaşmayınca o etki biraz kayboldu. Sanırım geriden gelecek. Ama yazımın basılmasından ziyade gördüğüm destek beni öylesine mutlu etti ki. Kolektif bir sevinç durumu. Çoğu… Continue reading

  • Kuvvetli Bir Alkış

    02.04.2024, 08:10, Berlin Berkun Oya’yı çok severim. Netflix’teki son işi Kuvvetli Bir Alkış’ı bir solukta izledim. Bir varoluş sancısı ancak bu kadar güzel ve keyifli anlatılabilirdi sanırım. Evet, bazen sadece portakal olmak istersin. Hakan Günday Tutunamayanlar’dan bahsederken Selim’in tutunmayı istemediğini, tutunamayanın Turgut olduğunu söyler. Bu tespiti duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Bu da modern bir tutunamama… Continue reading

  • Kültür kokteyli

    01.04.2024, 06:41, Berlin Finler uzun senelerdir dünyanın en mutlu insanları seçiliyor. Uzaktan doğasına hayran olsak da bir ömür yaşamak için çok zorlu bir coğrafya. Yine de Finlandiya o zorlu koşullarda mutlu çocuklar ve bireyler yetiştirmeyi çok iyi biliyor. Finlerin kültürlerini tanımladıkları bir de felsefeleri var: Sisu. Bu kelime başka dillerde birçok kelimeye denk düşüyor. Zorluklar… Continue reading

  • 29 Şubat’ta yıkanan çamaşırlar

    29.02.2024, 09:31, Berlin Okumadan ve yazmadan geçirdiğim iki günün ardından sahalara dönüyorum. Daha önce hiç okumamış ya da yazmamış gibi hissediyorum. Sanki bir daha o rutini yakalayamayacakmışım gibi. Hayatlarımız normal seyrinde akarken ve biz sürekli başka hayalleri kovalarken; hayat bir süreliğine kesintiye uğrayınca kuzey ışıklarını görmektense makineye çamaşır atabildiği günlerin hayalini kuruyor insan. Çamaşırlar makinedeyse… Continue reading

  • Geceye ilişkin manasız bir yazı

    26.02.2024, 06:00, Berlin Uykusuz geceleri hiç sevmem. Seven yoktur ama alışan vardır belki. Eskiden epey zor uykuya dalardım. Kafamda türlü düşünce. Artık o kadar erken kalkıyorum ve o kadar yorgun oluyorum ki çok daha hızlı uyuyorum. Hâlâ yastığı görünce uyumaya başlayanlara özenirim. Dün gece uyuyamadım. En vesveseli halim gelip oturdu göğsüme. Romanlar yazıldı, gece gelen… Continue reading