Günlük

  • Görünmez

    14.02.2024, 06:31, Berlin Stoa kitabı bu aralar öfke ve olumsuz duygular üzerine telkinde bulunuyor. Öğütlediği şey nötr kalmamız ve göz ardı etmemiz. Verdiği örnekler de ilginç. Örneğin bir hata yaptın ama bunu fark etmedin, hayatına bir etkisi oldu mu? Hayır. Arkandan neler konuşulduğunu bilmiyorsun ve bu seni etkilemiyor. Ya da bir şey kaybettin ama haberin… Continue reading

  • Çılgın

    12.02.2024, 06:37, Berlin Cumartesi gecesi bir çılgınlık yaptım. Arkadaşlarımla keyifli zaman geçirdim, şarap içtim ve gece ikide uyudum. Nasıl çılgınlık ama 🙂 Gece yatarken saatimi kurdum. Altıda kalkacağımdan emindim ama pişman olur muyum acaba diye de düşündüm. İçimde büyük bir heyecan ve sıfır söylenme ile altıda uyandım. Uykuyu çok seven bir insan olmama rağmen uykudan… Continue reading

  • Cep insanının çekçekli bavul ile imtihanı

    10.02.2024, 06:32, Berlin Hayatımın pek önemsemediğim alanında beklenmedik ve hoş gelişmeler yaşanıyor. Ve son zamanlarda şunu fark ediyorum ki sen zorlanmıyorsun diye bir iş değersiz ya da küçük olmuyor. Kendi başıma çalışırken bu hataya çok düştüm. O işi gözü kapalı yapabilmem işin kolay olduğu anlamına mı geliyor yoksa benim iyi olduğum anlamına mı? Çoğumuz başarılarımızı… Continue reading

  • Ön elemesiz

    09.02.2024, 06:54, Berlin Kendimize başka bir insana yaklaştığımız gibi yaklaşsak mutlu ve kolay bir hayatımız olurdu. Övgüde ve yergide her zaman başkası yapsaydı ona nasıl tepki verirdim diye düşünmemiz lazım. Önceki yazılarımda bahsettiğim başkalarıyla ilgili kötü düşünmeme ve konuşmama kuralımı kendim için de uygulamaya karar verdim. Üç dakika sürdü sanırım. Kendimizi en çok biz eleştirelim… Continue reading

  • Bir sonraki simülasyonunuzu nasıl alırdınız?

    Anadilinden uzakta yaşıyorsan ya da yaşadığın yerin dilini anadilinmişçesine konuşamıyorsan olduğun kişiden uzaklaşıyorsun. Kendini muhtemel sorunlara ya da korkulara göre konumlandırman gerekiyor. Agota Kristof, Okumaz Yazmaz’da çok güzel tespitlerde bulunuyor. Ama bir noktada ayrılıyoruz kendisiyle. Agota, dönem ve şartlar gereği o yabancı dille akan hayata karışmak zorunda. Karışıyor da. Bir süre sonra konuşuyor. Ama yazmak… Continue reading

  • Şikâyet var

    04.02.2024, 06:34, Berlin Geçen gün hakkında yazdığım ‘just do it’ prensibi meyvelerini çok hızlı vermeye başladı. Kafamda büyüttüğüm tüm şeylerin biraz çalışınca nasıl yola girdiğini ve ortaya çıkan sonucun üretim anlamında beni ne kadar tatmin ettiğini gördükten sonra kolay kolay bırakmam bu taktiği. Ancak bu durum yine bir aşırı yüklemeye sebep oldu. Aklıma ne düşse… Continue reading

  • Pofuduk

    02.02.2024, 06:48, Berlin Bir süredir meditasyon yaparken gözümün önüne bazı imgelemler geliyor. Birkaç sene önce yazmaya da hiç aklımda ve hayatımda yokken böyle bir imgelemle dönmüştüm. İyi ki de dönmüşüm. Dün Emre Kongar’ın söyleşini dinlerken kendini çok iyi bir öğrenci olarak tanımlıyordu. Başkalarıyla paylaşmayı sevdiği için de mesleğine akademisyenlik diyordu. Hayatım boyunca tam tersi olsa… Continue reading

  • Kabuksuz

    31.01.2024, 06:10, Berlin Bulutlar uzansa dokunabileceği kadar yakındı. Yağmursuz bir griye kapılmıştı şehir. Alışamamıştı kemiklerini sızlatan neme. Üzerine bir hırka, yüzüne bir gülümseme koydu, annesini aradı. İyiyim dedi. Merak etme dedi. Az kaldı, geleceğim dedi. Bulutların nemi gözlerine bulaştı. Annesinin sesi  de ıslaktı sanki. Telefon kapanınca doğduğu evle bulunduğu eve ayrı bulutlardan yağmursuz damlalar düştü.… Continue reading

  • Just do it

    30.01.2024, 05:46, Berlin Stoacı bir metinden aldığım ilhamı bir marka sloganı ile birleştirdiğimi gören stoacıların gözü yaşlı. Blog yazıları da bu ara iyi stoacılık yaptı. Dün okuduğum metinde üzerine fazla düşünmeden sadece işini yap diyordu. Başlamak istediğim iki şey var. Geçmiş tecrübeler ve kaygılar beni sürekli bunlara başlamaktan alıkoyuyor. Nasıl olacak? İşe yarayacak mı? Önceden… Continue reading

  • Kapalı gişe

    29.01.2024, 06:31, Berlin Dün hava güneşli ve altı dereceydi. Ortalıkta dolanan bir bahar kokusu vardı. Doğa, bizi kışın artık bittiğine inandırmaya çalışır gibiydi. Evin yakınındaki parka gittik. Pandemide bu evimize taşındığımızdan; ben tam zamanlı, Sezer başta tam sonradan yarı zamanlı evden çalışmaya başladığımızdan beri hayatımızın büyük bir kısmı o parkta geçiyor. Hemen hemen her gün… Continue reading