Günlük
-
Salyangozların kahramanı
01.11.2023, 06:45, Berlin Leylak renginin yanlışlıkla keşfeildiğini biliyor muydunuz? Mor eski zamanlarda güç, kraliyet ve din ile özdeşleşmiş. Bu boya Akdeniz’de bulunan bir salyangoz türünün mukus bezinden üretilirmiş. Yapılan salyangoz katliamı sonunda ortaya çıkan boya için büyük emek harcandığından bu renk zenginliğin sembolü haline gelmiş. Ta ki 1856 yılında sıtma hastalığı için kinin yapmaya çalışan… Continue reading
-
Renkli rüyalar dilerim!
30.10.2023, 07:30, Berlin Bu sabah rüyalar ile ilgili bir makale okudum. Rüyaların gizemi sanatın her alanına tesir etmiş ve etmeye de devam edecek gibi. Katıldığım atölyelerdeki hocalar rüyalarımızı yazmamızı önerirler. Normal bir insan iki saat REM uykusu uyuyor. Bende ise bu çok daha fazla. Bazen neredeyse hiç derin uykuya geçemiyorum. Sanırım o yüzden aynı gecede… Continue reading
-
Yavanlığın güveni, süblimleşen derilerimiz ve Joan is Awful irdelemesi
29.10.2023, 06:16, Berlin Dün şahane bir Black Mirror bölümü izledim: Joan is Awful. Ucundan spoiler içerir! Spoiler sevmeyenleri diğer yazılara alalım 🙂 Bölüm okumadan onayladığımız sözleşmelere gönderme yaparak son derece normal bir kadının hayatının dizileştirilerek altüst olmasını konu alıyor. İşin içinde quantum bilgisayar ve iç içe geçmiş evrenler var. Konusu itibariyle çok ilgimi çekse de… Continue reading
-
Altın tozu olan var mı?
28.10.2023, 07:13, Berlin Dün ileri dönüşüm diye bir kavram öğrendim. Sonra biz recyclingi neden geri dönüşüm diye çevirmişiz diye düşündüm. İleri gibi pozitif bir sıfatla karşılaştırınca geri göze batar oluyor. İki kavram arasındaki fark ürünün işlevi ve değerlerinde farklılık gösteriyor. Plastik şişeleri toplayıp başka plastik ürünler üretmek geri dönüşümken, eski kot pantolondan el yapımı moda… Continue reading
-
Ticari! Bekleme yapma!
26.10.2023, 07:03, Berlin Günlüklere başlayalı iki ayı geçti. Bu süre zarfında devamsızlık sayım dördü, beşi geçmemiştir diye tahmin ediyorum. Bana öylesine iyi geldi ki her gün yazmak. Bu yazıların tümünü tuttuğum belgede 10.000 kelimeyi aşmışım. İki ayda bu kadar kelime yazacaksın deseler inanmazdım. O yüzden kalemi eline almayı, bilgisayarın tuşlarını tıkırdatmayı erteleyen birileri varsa onlara… Continue reading
-
Davulcu gardaş, keklik türküsünü biliyon mu?
24.10.2023, 07:05, Berlin Dün Feride Çiçekoğlu’nu dinlerken bir kalan olarak gidenlere üzüldüğünden bahsetti. Vapura her bindiğinde, martıları her gördüğünde orada olduğuna şükretmekten. Kalsaydım nasıl olurdu diye düşündüm. İnsanın doğduğu yerde istediği hayatı yaşaması nasıldır? Berlinli iş arkadaşlarımı düşündüm. Aileleri yanlarında olan, belki doğduğu günden beri aynı mahallede yaşayan, ilkokuldaki sıra arkadaşıyla her hafta görüşen. İzlediğim… Continue reading
-
Göğün yüzü
21.10.2023, 07:10, Berlin Dün gün ağarmak bilmedi. Üstümüzde kaç kat bulut vardıysa Berlin için normal bir gündüz karanlığına ulaşmamız öğleni buldu. Sürekli yağmur yağdı, yürüyüşe bile çıkamadım. Gökyüzü ile yakın ilişkim Almanya’ya gelişime denk geliyor. İstanbul’da yaşadığım kişisel tarihim açısından karanlık o dönemde tabiri caizse gökyüzünün mavi olduğunun bile farkında değildim. Sadece çalışıyor, uyuyor ve… Continue reading
-
Peşin satanla karşılaşma
20.10.2023, 07:22, Berlin Beth’in kitabına devam ederken şunları düşünüyorum: Neden yazdıklarımızı başkalarına okutuyoruz? Yazmak bir ihtiyaç peki ya yazdıklarını okutmak? Seneler boyu benden başkasının kapağını açmayacağı defterlerde biriktirebilirdim yazdıklarımı. Ama öyle olsun istemedim. Yazdığım öykülere ne kadar güvenmediğimi söylesem de insanlara okudum, okumaları için yolladım. İnsan arkasında duramayacağı bir şeyi başkasıyla paylaşır mı? Yazdıklarıma güvenmeliyim,… Continue reading
-
Mavi dağlar durmaksızın yürüyor
19.10.2023, 07:23, Berlin Bana her gün yazma alışkanlığını aşılayan şey Beth Kempton’ın The Way of The Fearless Writer kitabıdır. Sanırım Beth’in kitabını ve egzersizlerini biraz kendimce değiştirdim ama önemli olan sonuç diye düşünüyorum. Doğu felsefesi ile yazma prensiplerini harmanlayıp yazar adaylarına cesaret vermeyi ve onları masa başına oturtmayı hedefleyen bir kitap. Kitabı artık egzersizlerini yapmadan,… Continue reading
-
Tutku hayalli tutkusuz sayılar
17.10.2023, 07:19, Berlin Son zamanlarda ne yapsam aklımda edebiyat var. Bilgisayarın başında otururken baktığım sayılar, yazdığım e-postalar, katıldığım toplantılarda harcadığım sözcükler o kadar manasız geliyor ki. Her saniye okumak, her saat başı yazmak istiyorum. Çalışırken kitap, podcast dinliyorum. O zaman sanki biraz anlam katıyorum harcadığım o boş saatlere. Sevdiği işi yapabilen insanlara özeniyorum. O genç… Continue reading