Her öyküde beğendiğim çokça cümle oldu ama Uzun Düz Çizgiler’e bayıldım. Yeşil Mürekkep’teki Kemal Bey’e de sarılmak istedim. Continue reading

Hikâye Hikâye Üstüne’yi ayrı bir sevdim. Çok güzel cümleler ve betimlemeler vardı. Continue reading

Son zamanlarda en beğendiğim öykü kitaplarından biri. Zorlamasız, çok güzel akan bir dili var. Her öyküde etkileyici cümleler yer alıyor. İbrahim ve Döngü öyküsünü çok sevdim. Continue reading

Bu kitap çok övüldü ve sanırım beklentim de doğru orantılı olarak arttı. Yeraltı edebiyatı okumayı sevmem. Bu kitap seviyeli bir yeraltı edebiyatı kitabı olarak tanımlanabilir sanırım. Yazarın dilinden ve anlattıklarından hiç etkilenmediğimi linç edilme korkusuyla kuytu bir köşeye bırakıyorum. Continue reading

İçindeki emeğe ve zekaya çok saygı duysam da kitabı okuduğum haftalar boyu – çok zor bitirdim – kafamda sadece neden sorusu vardı. Continue reading

Daha önce felsefe okuması yapmamış ve bir köşeden başlamak istiyorsanız doğru kitap. İçindeki hap bölümlerle aklıma farklı soru sorma türleri düşürdü. Tam olarak da böyle bir şey istiyordum. Continue reading

Küçümencik, bir saatte okunacak bir kitap. Yazarın Büyük Defter, Kanıt, Üçüncü Yalan çoksatar kitabını Sezer Türkiye’deyken kitapçılarda bulamamıştı. Diğer kitaplarını bulabildim. Bence diğer kitapları okumadan önce yazarın kim olduğuna ve neleri göğüslediğine ilişkin güzel bir temel oldu. Yazarın Macaristan’dan İsviçre’ye göç edip kendi anadilini unutturacağı için düşman diye bellediği yeni bir dille buluşmasını anlatıyor. Bir… Continue reading

Bu kitap basıldıktan sonra Antalya’ya gitmiş. Orada bir bavula girmiş, Londra’ya gitmiş. Sonra orada da duramamış, ben Berke’ye hediye olacağım diye Berlin’e gelmiş. Yazarla ilk tanışma kitabım. Bukalemunlar Kitabı da kitaplığımda bekliyor. En kısa zamanda okuyacağım. Yazarın dili çok temiz ve akıcı. Bilmediğim bir coğrafyayı okumak ilgi çekiciydi. Karakterler de en az konu kadar merak… Continue reading

Bu kitabı içindeki tüm referans yazıları da okuyarak tekrar tekrar okumam lazım. Alman kentlerine yapılan sivil halkı yok eden, edemediklerini süründüren hava bombardımanı sonrasında bir ulusun travmasını, suçluluk psikolojisi ile kabullenmişliğini, kolektif bir unutuşu anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın bakmadığımız, sahipleri tarafından sandığın en altına gizlenmiş kısmına ayna tutan bir kitap. Çok çok etkilendim. Gözümde bir… Continue reading

Anne ile diyalogların ve kuş sahnelerinin inanılmaz etkileyici olduğu bir kitaptı. Kayıp cenaze kısmı ise çok absürttü. Aç aç oku. Her cümle her eline aldığından başka bir anlama bürünsün. Leylâ Erbil okumak renkli boyutlu çıkartmalara bakmak gibi. Işık değiştikçe görünen değişiyor. Continue reading