Cep insanının çekçekli bavul ile imtihanı

10.02.2024, 06:32, Berlin

Hayatımın pek önemsemediğim alanında beklenmedik ve hoş gelişmeler yaşanıyor. Ve son zamanlarda şunu fark ediyorum ki sen zorlanmıyorsun diye bir iş değersiz ya da küçük olmuyor. Kendi başıma çalışırken bu hataya çok düştüm. O işi gözü kapalı yapabilmem işin kolay olduğu anlamına mı geliyor yoksa benim iyi olduğum anlamına mı? Çoğumuz başarılarımızı küçültüp cebimize saklama eğilimindeyiz. Bana sorduklarında ufacık bir cümleyle geçiştirdiğim işi yanımdaki beni durdurup on beş dakika boyunca büyük büyük cümlelerle anlatınca ve karşı tarafın ağzı açık kalınca bu konuda da ayarı tutturamadığımı anladım. O işi ben yarım saatte hallediyorsam, beni yarım saatte halledebilir hale getiren on beş seneyi bir çırpıda neden harcıyorum? Pratik zekâmı, yaratıcılığımı ve hızımı neden tembellik olarak görüyorum? Anlattığımda ya da gösterdiğimde insanların ağzının açık kaldığı şeyleri senelerdir cebimde saklıyorum. Başkalarının hakkımda ne düşündüğüne hâlâ pek kıymet vermiyorum. Bu durum benim kendimle alakalı düşünme biçimimi etkilediği için problemli zaten. Yazma konusunda da aynı şeyi yapıyorum. Yarım saatte yazınca yazdığım kötü mü oluyor? Tamam üzerine çalışılacak, pirüpak değil. E beğenen var. Bir de benim bu on beş dakikanın öncesinde tüm hayatımdan çaldığım ve yazmaya ayırdığım süreler var. Tam bir cep insanıyımdır. Çanta ya da elde bir şey taşımayı hiç sevmem. Şemsiye cebime sığmayınca ıslanmışlığım da çoktur. Ama sanırım bu gibi durumlar için artık bir sırt çantası ya da çekçekli bir bavul edineceğim kendime. Kötü niyetli insanlar zaten sürekli başka insanların başarılarını çalma, çalamadığını da küçümseme eğilimdeyken; biz bunu kendimize yapmamalıyız. 



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *