08.10.2023, 06:16, Wolfsburg
Bu yazıyı hafta sonunu geçirmek için geldiğim Wolfsburg’ta kaleme alıyorum. Evet fiil tercihim bilinçli. Ortada kalem ve defter yok. Hatta bilgisayar bile yok. Aygıtlarımız küçüldü, ceplerimize sığıyor. Cep telefonu kelimesinin hakkını bu telefonlar veriyor. İlk çıkan o cebe sığmaz aygıtlara neden cep telefonu denmiş anlamak zor. Ve dijitalleşen dünyamız bu küçücük telefonlara sığıyor. Cep telefonlarımız adeta zamanda ve uzayda yolculuk yapma fonksiyonları henüz açılmamış bir TARDIS haline geldi. (Doctor Who referansının anlaşılmaması beni üzer.) İnsanın en kolay alıştığı şey konfor olduğundan sanki doğduğumdan beri her şey bu kadar kolaymış gibi geliyor. Benim yaşımdakiler için ev telefonları hep bizimleydi. Ama dışarıda insanlarla nasıl buluşuyorduk örneğin? Buluşamayınca ne oluyordu? Cep telefonsuz dönem benim çocukluğuma denk geldiğinden isteyip de ulaşamama hissini bilmiyorum pek. Eskiden insanlar nasıl dünyayı keşfediyorlarmış, bilinmez yolculuklara çıkıyorlarmış, yollarını buluyorlarmış? Haberleşemezken sevgili olmak bile bir mesele. Eski insanların hayatında çokça bekleme ve sabır da varmış. Biz bir işi cep telefonumuzla halledemeyince hemen kavgaya tutuşuyoruz hayatla. Ya da karşı taraf telefonu açmayınca hemen bir sitemle karışık endişe bürüyor içimizi. Hayat kolaylaştıkça onunla kavga etmek, ona dair endişeler yaratmak için daha çok vaktimiz oluyor sanırım. Dünyamızı bizimle her yere getiren aygıtlarımız evrende küçücük birer varlık olduğumuzu unutuyor bize.
Leave a Reply