11.07.2024, 06:06, Berlin
Metabolizma çok acayip. Normalde 5.45’te uyanıyorum. Sanatçının Yolu, yarım saat erken uyanıp başka hiçbir şey yapmadan üç sayfa yazmayı salık veriyor. Bunu benim gibi erkenciler için mi diyor yoksa dokuz gibi uyanan normal insanlar için mi bilmiyorum. Sanırım bahsettiği şey o vakti yaratabilmek için uykudan feragat etmek. Gittikçe öne çekilen kalkış saatimin müsebbibi zaten hayatıma eklediğim sabah ritüelleri. Sabah sayfalarına denk geldiğimden beri yapmak istiyorum. Kendimle pazarlık hâlindeyim. 15 dakikada yazarım diyorum 🙂 O yüzden 5:30’a çekmeyi planladım uyanma saatimi. Yine de tatil sonrasına bıraktım bu işi, tatilde devam ettirme telaşına düşmek istemiyorum, çünkü Berkelik. Kitapta ilerledikçe bugünden mi başlasam düşüncesi de geçiyor aklımdan, durduruyorum kendimi 🙂 Ama metabolizmam durmuyor. Üç gündür saat çalmadan 5:30’da uyandırıyor beni. İçimdeki tez canlı disiplin ataşelerim programlarını boşaltıp yazmakla ilgili etkinlik bekliyor. Bir yandan da bölündükçe korkuyorum ya tükenmişlik sendromu beni de bulursa, bloga ve öykülere kilit vurulursa 🙂 Bir de bu gibi görevsel yaklaşımlarda içimdeki mükemmeliyetçilik polislerim de hazırda bekliyor. Maazallah bir şey yanlış yapılır, hemen müdahale gerekir. Görevde hiçbir şey yapmadan kalktığınız gibi yazın diyor. Öncelikle tuvalete gidilecek mi bir sorun. Diş fırçalama, su içme, bunlar yapılmadan nasıl yazılır? Ee cilt bakımımı yapmadan, güneş kremini sürmeden gün yüzüne de çıkamam. Ayrıca pijamalarımla zaten yatak dışında bir yere oturamam. Mecbur giyinilecek de. Yataktan hiç çıkmadan yaz desen, Sezer uyanır bu sefer de. En fazla bu sabah telaşem esnasında sesli kitap dinlemeyi bırakabilirim. Biraz da layıkıyla yapamayacağımı düşündüğümden öteliyorum galiba. Bir yandan da faydalı olacağını düşündüğün egzersizleri kendi usulünce yap diyorum. Ama bu, kitaptaki tüm görevleri kelimesi kelimesine not almama da engel olamıyor. İçime sürekli ödev yapmak isteyen, var olmayan bir öğretmenin gözüne girmek için yanıp tutuşan bu ilkokul çocuğunu kim bıraktıysa gelsin alsın lütfen. Yavaştan yoruluyorum ben 🙂
Leave a Reply