19.02.2024, 06:23, Berlin
Faulkner, “Belki de her romancı ilk önce şiir yazmak ister.” diyor. Ne romancıyım ne şiir yazıyorum. Ama son zamanlarda öykü yazarken elim sürekli şiire kaçıyor. Cümleler kısalıyor; mecazlar, renkler ve duygular ekleniyor kelimelere. Önceden de böyle yazmayı severdim ama Jale Hoca’nın derslerinden sonra artık daha özgür hissediyorum. Sizi bir kalıba sokmaya çalışmadan potansiyelinizi ortaya çıkarmaya yardım eden insanlara bayılıyorum. Hatta başka bir yazı konusu olmasını gerektirecek kadar aşırıya kaçıyorum bayılırken. Yazdıklarımı eğip bükerek ‘düz’leştirmeye çalıştığım zamanlar aslında çok yakın ama bu yeni duygudan bakınca uzakta. Okuduğum, izlediğim, duyduğum her şey birbirini tamamlar gibi. Sanırım bilinçaltımda artık hep benzer mesajlar var, cımbızla arayıp buluyor çağrıştıracağı kısmı. Yazmakla en barışık olduğum dönemimdeyim. Sanırım bu rahatlık bir çeşit verimlilik ve üretkenlik de getiriyor. Yazan kişiler olarak yazdıklarımıza ilham bulmamız yetmez, yazdıklarımızla bizi barıştıracak yol göstericilere de ihtiyaç duyarız. Teşekkürler tüm ilham olanlara…
Leave a Reply