30.11.2024, 07:48, Berlin
Üç sene önce bugün bir telefon aldım. Teyzesi gibi sabırsız olan yeğenim benim gitmemi beklemeden doğmaya karar vermiş. Aceleciliğinin sonuçlarını kendi de çekti. On gün kuvözde kalarak hepimize biraz da olsa sabırlı olmayı öğretti.Doğumunun ertesi günü kendime bir söz verdim. “Kendimin daha iyi bir versiyonu olacağım,” dedim. Erken kalkmaya başladım. Sonra devamı geldi. Bir anlamda beraber büyüdük, büyüyoruz. Bunun için bir teşekkür borçluyum ona. İstanbul’dayken doğum gününü kutlamıştık. Ama gerçek doğum gününde yanında olamıyorum. O yüzden ona bir masal yazdım ve ses kaydı atacağım. O ses kaydı kaybolursa, dinlemekten bıkarsa belki büyüyünce burada da rastlar.
Gökyüzüne Yolculuk: Teyze ve Küçük Kahraman Ela
Bir varmış, bir yokmuş… Develer tellal, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, gökten üç elma düşmüş: biri masalı yazana, biri okuyana, biri de bu masalı dinleyene.
Uzak diyarlardan birinde, masalların tam kalbinde, küçük bir kahraman yaşarmış. Bu kahramanın adı, evet, doğru tahmin ettiniz: Ela’ymış! Bu küçük kahraman, hem çok cesur hem de çok meraklıymış. Teyzesi Berke de onun en yakın arkadaşıymış. Ne zaman bir maceraya atılmak istese, teyzesini elinden çekiştirir, “Haydi, teyze! Yeni bir macera bizi bekliyor,” dermiş. Hadi Ela’nın ilk öğrendiği kelimeymiş. Bir gün, Ela gökyüzüne bakarken bir şey fark etmiş. Bulutların arasında, kocaman bir kapı varmış! Bu kapı, renkli bir gökkuşağına açılıyormuş. Hemen teyzesine koşmuş:
“Teyzeciğim! Gökyüzünde bir kapı gördüm. Hadi oraya gidelim!”
Teyzesi önce şaşırmış, ama sonra sevinerek elini yeğenine uzatmış:
“Peki öyleyse, ama bu kapıya ulaşmak kolay değil. Hazır mısın, macera başlıyor!”
Bahçeye çıktıklarında gökyüzünden tatlı bir ses duyulmuş:
“Gökkuşağına ulaşmak için sorularımı cevaplamanız gerekiyor! Her doğru cevapta bir basamak belirecek!”
“Geceleri parlak ışıklarıyla gökyüzünde bize göz kırpan şey nedir?”
Ela, “Tabii ki yıldızlar,” demiş.
Hemen önlerinde gümüş renkli bir basamak belirmiş.
“Gün boyunca tüm dünyayı aydınlatır, ama çok yaklaşırsan yakar. Nedir bu?”
Ela yine cevaplamış: “Bu kolay! Güneş!”
Altın rengi bir basamak daha eklenmiş.
“Yeryüzünden gökyüzüne yükselir, ama onu tutmaya kalkarsan kaybolur. Nedir?”
Teyze düşünmüş, ama Ela hemen cevap vermiş: “Bu, bulut!”
Pamuk gibi yumuşak bir basamak daha ortaya çıkmış.
“Gökyüzünde yağmur sonrası çıkar ve yedi rengi vardır. Nedir bu?”
Ela ve teyze aynı anda bağırmış: “Gökkuşağı!”
Rengarenk bir basamak eklenmiş.
“Gece gökyüzünde belirir, kimi zaman yuvarlak kimi zaman hilal şeklindedir. Ama her zaman aynı yerde değildir. Nedir bu?”
Bu soru da çok kolaymış. Ay da Ela’nın teyzesinden öğrendiği ilk kelimelerden biriymiş. Ela yanıtlamış: “Bu Ay! Ama neden sürekli şekil değiştiriyor?”
Teyzesi gülümsemiş: “Bu da başka bir maceranın konusu olsun!”
Gökkuşağı kapısından geçtiklerinde inanılmaz bir dünya görmüşler. Her şey renkliymiş: Mor ağaçlar, sarı yapraklar, turuncu nehirler… Ve ortada bir gökkuşağı kraliçesi oturuyormuş. Kraliçe, “Buraya gelen herkes bir dilek tutabilir, ama unutmayın: Dileklerinizi paylaşmayı öğrenmelisiniz,” demiş.
Ela biraz düşünmüş. Teyzesine bakmış ve gülümsemiş: “Ben her gün böyle maceralara atılmak isterim, ama dileğim şu: Teyzem hep yanımda olsun!”
Teyzesi duygulanmış ve eklemiş: “Benim dileğim de her zaman onun en iyi arkadaşı olabilmek.”
Kraliçe, dileklerini kabul etmiş ve onlara bir armağan vermiş: Gökkuşağının renklerinden yapılmış sihirli bir çanta. İçinde, ne zaman bir macera isteseler onları götürecek bir harita varmış. “Artık her an yeni bir yolculuğa çıkabilirsiniz,” demiş.
Eve döndüklerinde Ela, “Bu çantayla bütün dünyayı keşfedebiliriz, teyze!” diye sevinçle bağırmış. Ve ikisi de yeni maceralar için hayal kurarak gökyüzüne bir kez daha bakmışlar.
Gökkuşağı geçildi, macera bitti.
Kim bu masalı dinlerse, hayalleri gerçek olsun! Teyze ve küçük kahraman ise başka bir macera için hazır olsun!
Leave a Reply