Gülümsemeli salınım

01.05.2024, 06:49, Berlin

Dün stresin dipsiz kuyularındayken ilk sardığım şey her zaman olduğu gibi işim oldu. İşimin de yoğun ve stresli bir dönemi olması bu duruma fazlasıyla çanak tuttu. Sevmediği bir işi tuhaf bir biçimde çok iyi yapabilen bir insanım. Değerim bilinmiyor gibi bir durum da yok. Fazlasıyla takdir görüyorum. Bizimkisi herkesin rolünün gereğini yerine getirdiği bir mantık ilişkisi. İş değiştirmek gibi bir düşüncem yok. Almanya’ya ilk geldiğimde nasıl bir iş istiyorsun diye sorduklarında bu işi tarif etmiştim. O işi buldum. Sonra ofise gidip gelmek zor gelmeye başladı. Keşke evden çalışsam derken pandemi geldi. Şirket isteyen evden çalışabilir dedi. Bilin bakalım ilk rezervasyonu kim yaptırdı 🙂 Ee Berke artık belanı mı arıyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Aslında düzenimden çoğunlukla çok memnunum. Stresli dönemlerimde dellenip istifa etmek, hayatımı sadece yazarak ve okuyarak geçirmek istiyorum. Kim istemez ki? Hayatın gerçeklerini hatırlayınca iyice sinirleniyorum. Dün atar krizimin ortasında ekranımdaki veri setleri bünyemde öğürme refleksi yaratmaya başlamışken kapı çaldı ve kargom geldi. Dünyanın en güler yüzlü kuryesi karşımdaydı. Gülümsemesinden gözleri birer çizgi olmuştu. Bize ilk gelişi değil. Sık sık görüyorum onu. Hep böyle gülümsüyor. Karşı tarafın gözlerinin içine bakarak selam veriyor. Mutlu. Bu büründüğü bir rol değil. Kendimce çok zor bulduğum işini mutlulukla yerine getirebiliyor. Belki işini gerçekten seviyor. Belki de bir caz müzisyeni olmak istiyor. Belki arabada oflandığı oluyor. Belki o da sinirleniyor. Görünen o ki olumsuz belkileri benden daha iyi yönetebiliyor. Dün onun gülümsemesi hem ona hem bana iyi geldi. Gülümseyince hem kendimiz hem hayat daha çekilebilir. Kargocu izlediğim bir belgeseli hatırlattı bana. 2016 yılı olmalı. İlk Berlinale’mde bir foseptik dalgıcının hayatını anlatan kısa bir film izlemiştim. Dalgıcımız film ekibiyle birlikte söyleşiye gelmişti. Bir insan o işi bile severek yapabiliyorsa tüm işler yapılabilir diye düşünmüştüm. Yüzmeyi bilmeyenler su üzerinde debelendikçe dibe batar ya, hayat da öyle. Savaşmasan su taşıyacak bedenini. Bazen sadece durman gerek. Hayatın akışına kendini bırakman. Batacak gibi olunca korkmadan sakinliğini muhafaza ederek gülümsemen. Sonra bir bakmışsın yüzeydesin.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *