Günsel ömürler ya da ömürsel günler

15.03.2024, 06:50, Berlin

On gündür tüm algılarımı kör eden bir kaygı topunun içinde oturuyorum. Hayata onun yarı geçirken zarları arkasından bakıyorum. Sanırım yazdıklarım da karamsarlaştı bu dönem. Neyse ki topu dün patlattık. Bir konu hakkında sürekli endişelenmiyor olmak ne harika bir şeymiş. Bu süre zarfında endişe ve çok düşünme problemimi izlediklerim ve okuduklarımla yenmeye çalıştım. Anlık rahatlamalar yakalasam da genele yayamadım. Bir söz duydum: Her gün kendi içinde bir hayattır. Hiç bu açıdan düşünmemiştim, çok etkilendim. Stoa kitabında da her şeyi kontrol edebileceğini düşünen biz nahif ölümlüler için uykudan örnek verilmişti. Uyku güven ve teslimiyettir. Belirsiz bir alan. Kalkabilecek misin belli değil. Ne kadar da kolay uyuyoruz hâlbuki. Söze geri dönersek, uyanıyoruz yani doğuyoruz. Yaşıyoruz. O anda ne varsa o. Sonra uyuyoruz yani ölüyoruz. Böyle düşününce sırf son dönemde on ömrümü çöpe attım ve öncesinde de ne ömürler. Geri de dönüştüremiyoruz atılanları. Sanırım bir süre bu söz hayat mottom olacak. Başka ömürleri kovalamadan, geçmiş ömürleri deşmeden sadece o ömrüme odaklanmaya çalışacağım.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *