12.01.2024, 07:05, Berlin
Bundan birkaç ay önce aynı anda altı kitap birden okuyabilirsin diyenlere tepkim nayır, nolamaaaz şeklinde olurdu. Bu bilge insanların bildiği bir şey varmış. Manasız inat ve takıntılarımı bırakmaya çalışırken işime yarar bir tecrübe edinmiş oldum. Hem bir sürü kaynaktan beslenmiş oluyorum, aklım ötekinde kalmıyor; hem aynı metni okurken sıkılınca azalttığım okuma saatlerim sürekli bir merak içinde olduğumdan artmış oluyor. Kitap okumaya ilişkin bir başka aydınlanmamı da dün yaşadım. Senelerdir elimde olan ve okumak istediğim kitaplar var. Örneğin Montaigne’nin Denemeler’i. Dört ciltlik bir set. Dönem dönem açtım farklı yerlere kadar okudum, sevdim de. Ama benim için o kitabı ara vermeden okumak çok zor. Bir süre sonra sıkılıyorum. Kurgu okumak istiyorum. Başka bir kitap aklımı çeliyor. Özetle, bu kitaplara kaç kez başlandı ve bırakıldı hatırlamıyorum. Düzen takıntılı bir insan olarak da illa baştan sona okuyacağım. Bu aralar kurgu dışı okumaya iyice aşermişken kitaplıktan bana bakan Denemeler’le göz göze geldim. Tek cildi bile kalın sayılabilir. İçimdeki başarısızlık korkusu memuru “Berke yine bitiremeyeceksin, boşuna kitapların rahatını da bozma.” dedi. Tam “Peki efendim” diyecekken “Bitmezse bitmesin. Dünyanın sonu mu? Her gün biraz okurum, kim ne karışırmış!” diyerek dayılandım en gözü pek hâlimle. Memur sindi bir köşeye, ses etmedi. Kişisel gelişim içeriklerinde görevleri hep küçük parçalara bölmekten bahsederler. Kitap okumaya mı başlamak istiyorsunuz, bir sayfa ile başlayın ama bu işi her gün yapın. Sene sonunda en kötü üç yüz altmış beş sayfa okumuş olursunuz. Neyse ben günde iki deneme ile bu kitap kim bilir ne zaman bitecek diye düşünürken kaba bir hesap yapayım dedim. İçinde altmış deneme varmış. 60/2=30 İnanamadım, işlem hatası mı yaptım diye düşündüm. Matematik hocalarıma da selam olsun, çok da şey etmesinler 🙂 Bir ayda bitirilebilecek olmasını çok da önemsemiyorum, belki yine ortasında bırakacağım kitabı. Ama kafamda büyüttüğüm gibi de aylara, yıllara sarkacak bir durum değilmiş. Teknik çalışıyor yani 🙂 Bana iyi okumalar öyleyse. Tüm bu gevezeliğin ardından ortamı Lütfiye gibi terk ediyorum 🙂
*Lütfen Lütfiye Çıtır Fıdıllıoğlu tonlaması ile okuyunuz.
Leave a Reply