24.03.2024, 06:28, Berlin
Her yer cam kırığı. Terliksiz yürüyemez oldum. Süpürge açıyorum. Saklanıyorlar. Özür dilediklerinde inanıyorum. Yine kanayıp yine şaşırınca aptallığımla eğleniyorlar. Ses yapmadım, yemeği yakmadım, yüksek sesle gülmedim, televizyonun önünden geçmedim. Bu sefer neden kestiler? Dolunca evden taştım. Ses etmezler çıkmama. Dönene kadar onlar da kuytularına çekilmiş olur. Birkaç gün çıkmazlar ortaya. Terliksiz ama parmak ucunda yürüyebilir insan. Ne olur ne olmaz. Dışarının hâli benden perişan. Bulutlar çivilerinden düşmüş. Ağaçlar çiçeklerinden utanıp yere sermiş. Kanayan yerlerime çamur sıçrıyor. Rüzgâr kavgalar, küfürler taşıyor. Göz üzerinde kaş, taş üstüne taş, hoş bir seda, bir tatlı huzur kalmasın istiyorlar. Yeknesak bir yıkım. Beslediğimiz tırtıllar bizi delik deşik edip evrene yayılmış. Karınları hep aç. Mutlulukları silip süpürüyorlar. Kalan mutsuzluğun hazmı zor. Bir gülümseme bulsam sığınacağım. Gülüşler kötülüğün gölgesinde tutulmuş. Kendi gölgelerimizi ona katıp, gölgesiz kalmışız. Bir çocukluk bir umut geçiyor yanımdan. İçimin kovuğuna bile gitmeden soluyor. Yeni liman bulamayınca eskisine dönüyorum. Kayalarla denizlerimi parçalayan, solungaçlarımı kanatan, yüzgeçlerimi koparan limanda neden bir göğebakan balığı olmuşum? Alın koca, karı gözlerimi. Göğe bakmak istemiyorum.
Leave a Reply