06.10.2023, 06:41, Berlin
Dün üniversitemde yapılan yemekhane zammı protestosu ve sonra da annesinin gönderdiği çuvalı arkadaşlarıyla açan üniversite öğrencisinin videolarına denk geldim. Keyfi yerinde insanlar oturdukları yerden soruyorlar: “17 lirayı da mı veremiyor?” Cevap çok basit. Eğer bir kişi bile veremiyorsa onlar adına ses çıkarmak zorundayız ve veremeyen sadece bir öğrenci olsa keşke. Diğer videoda çocuk annesinden salça istemiş, annesi ise bir çuval göndermiş. İçinden tost makinesi, saç kurutma makinesi, bulgur, biber ve sonunda salça çıkıyor. Üniversiteyi ailemden uzakta okudum. Annem de zaman zaman koliler gönderirdi. Arkadaşlarımla beraber açardık ve ‘insani yardım paketi’ derdik o kolilere. İçinden sarma, börek gibi tüketime hazır yiyeceklerin yanında yıkanmış marul, limon, biber ve meyve de çıkardı. Annemin yüreği rahat etmez ve sebzeleri yıkamakla bile uğraşmayalım isterdi. Koli kapıda göründüğünde yurtta bir bayram havası. Üniversite öğrencilerine karşı derin bir sempati beslerim. Kendi zamanımı hatırlarım. Evden uzakta olmanın sıkıntısı, yurtta yaşamanın sıkıntısı, ay sonunu nasıl getireceğim sıkıntısı, her şeyi tek başına yapmak zorunda olmanın sıkıntısı, büyük şehre daha doğrusu toplu taşımaya alışma sıkıntısı… Ama bu ortak sıkıntıları beraberce atlattığınız insanlarla da ilişkileriniz ömür boyu sürüyor bence. Ne lisede ne üniversite sonrasında kimseyle cebimdeki son parayı beraber harcayacak, beraber yatıp kalkacak, paran olmadığında onların dolabını karıştıracak kadar yakınlaşmadım. Bu yakınlığı ancak o yaşlar tolere edebiliyor sanırım.
Leave a Reply