Oğuz Atay’ın öykülerini romanlarından daha çok sevdim. Beyaz Mantolu Adam çok rahatsız edici ve çok etkileyiciydi. Keza Demiryolu Hikayecileri de. Ama kitaba adını veren Korkuyu Beklerken bambaşkaydı. Kırmızı Pazartesi’yi andırdı bana. Oğuz Atay bana iyi gelmiyor, kahramanlarının depresyonları, çaresizlikleri bana bulaşıyor sanki. Aslında ortada bir dram yok. Bu kişiler bizim düşünmeden yaptığımız şeyleri beceremeyen ve topluma adapte olamamış kişiler. Korkuları ya da dramları o kadar da gerçekçi değil. Hatta saçma. Peki neden bu kadar etkileniyoruz okurken?
Ubor metenga
Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
Kaldığım yeri unuttum, mektubu da okumayacağım dedim o yüzden kalmadığım yerden devam ediyorum. (Uzun zamandır beni böylesine etkileyen bir cümle olmamıştı.)
Leave a Reply