19.03.2024, 05:49, Berlin
Geçenlerde mamut ağaçları ile alakalı bir haber okudum. Bu ağaçlar tek gövdeli en büyük ağaç türüymüş. Ana vatanları Kaliforniya’ymış. 19. yüzyılın ortalarında tohum ve fide olarak İngiltere’ye ihraç edilmişler. Benim gibi sıcak iklimde doğmuş bu ağaçların İngiltere’de pek varlık gösteremeyeceğini düşündüyseniz yanıldınız. Kaliforniya’daki ağaçların 80.000’i tehlike altındayken İngiltere’de şu an Kaliforniya’dakinden daha çok mamut ağacı varmış. İlk etapta sıcak iklimi sevdiğini düşündüğümüz, İngiltere’nin soğuğunda yağmurunda yapamaz dedilen bu ağaçlara uzun vadede yağmur ve daha düşük sıcaklıklar iyi gelmiş. Birkaç gün önce büyük resmi görmek ve hayattaki yerimiz ile ilgili bir yazı yazmıştım. Şimdi örnek ayağıma kadar gelmişken kullanmamak olmaz. Kafamızda planlarımız, kurallarımız ve olmazlarımız var. Ağaç da eminim ki gurbet ellere gitmeyi planlamamıştı. Olmaz denilen oldu ve İngiltere ona daha iyi geldi. Bozulan planlar, değişen hayat koşulları, asla kendimizle bağdaşlaştıramadığımız olasılıklar uzun vadede bize de iyi gelebilir. Gelmeyebilir de. Hayat zaten belirsizlikler üzerine kurulu. Her şey belirlenmiş olsa adına hayat değil, raf ömrü derdik. Böyle hikâyeler en küçük adımlarını bile en üç senaryo ile planlamaktan yorgun düşen bünyelere iyi geliyor. Hâlbuki geçmişe dönüp baksak olmaz dediğimiz nelerin olduğunu, yapılan planların hiçbir işe yaramadığını, korkunç sandığımız şeylerin güzel sonuçlanabileceğini de görmemiz lazım. Ama öğrenemiyoruz. Elimizde bizim oynattığımızı düşüncüğümüz kuklanın iplerini bırakmaya yanaşmıyoruz. Koşullarla savaşırken birbirine karışıyor ipler, felç iniyor kuklaya. En iyi gösterimizi yapacağımızı düşünerek turnuvadan eliyoruz kendimizi. Kuklamız oyun dışı kalınca kuklaya da küsüyoruz. İplerini kesecek raddeye bile geliyoruz ama elimiz de gitmiyor, devam etmek istiyoruz turnuvalara. Kendimiz küsüp kendimiz barışıyoruz. Bir süre sonra sabırla dolaşan ipleri açıyoruz. Yeni turnuvaları bekliyoruz. Hep yeni bir turnuva var fikstürde. Şimdiye kadar aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklediğimiz kaç turnuvaya katıldık? Kontrolde olduğumuzu düşünmek yanılgısı yardımcı oldu mu kuklamıza? Belki kuklamız başka bir toprakta, başka bir iklimde dans etmek istiyor. Belki de aynı toprakta ve iklimde kalıp dolaşa dolaşa öğreneceğiz o ahenkli dansı. Hayat…
Leave a Reply