16.02.2024, 06:50, Berlin
Epeyce kafa yorduğum ama gerekli yetkinliğine sahip olmadığımdan adını çat diye koyup biçimlendiremediğim, derinleştiremediğim düşünceleri uzmanından okuyunca inanılmaz bir tatmin duygusu yaşıyorum. İlker Küçükparlak bir psikiyatrist. Kendisi ile yine bir Nilay Örnek söyleşisi vesilesi ile tanıştım. İlker Bey’in konuyu şahane anlattığı yazısı da şurada. Benim bu yazımda hayıflandığım şey aslında temsiliyet kaygısıymış. Ben tabii ki çağrışımsız ve yorumsuz duramayacağım için siz söyleşiyi dinleyin, yazıyı da okuyun. Pişman olmazsanız. İlker Bey durumu şöyle anlatıyor. Örneğin kokoreç seviyorsunuz ama bu sevgi sizin yarattığınız temsiliyete uymuyor. Hayata karşı arzunuz, temsiliyet arzunuz altında baskılanmış oluyor. Seküler pozlarımızda çıkmayan inançlarımız, soru sorulunca bilmiyorum diyemeyişlerimiz, şu filmi gördün mü, bu kitabı okudun mu sorularına hayır diyemeyip konuyu değiştirme çabalarımız. Oralar hep temsiliyet kaygısı. İlker Bey şahane bir de sınıflandırmadan bahsediyor: Ben libidosu ve nesne libidosu. Örneğin pahalı bir saat aldığımda bu bir nesne libidosu, bir koşu yarışını tamamladığımda ise ben libidosu. Ama bunların iç içe geçip kolayca ayrıştırılamadığı durumlar da var. Sosyal medyada sattığımız cakalar hep ben libidosu. Ha ben sosyal medyada değil burada bir ben libidosu inşa ediyorum örneğin. Burada sunduğum bir Berke temsiliyeti var. Egom hangi noktada nerelerden sızıyor içerideki insan olarak pek göremiyorum ama okuyan görüyordur. Başkasında gördüğümüz nesne libidosunu takdir etme, ben libidosundan ise rahatsız olma eğilimindeymişiz. Gördüğünüz postlarda ya da okuduğunuz yazılarda size itici gelen ama adını koyamadığınız o duyguyu anımsadınız değil mi? Rahatsız olduğunuz yazılarımı lütfen yorumlara bırakınız 🙂 Bir de nesne libidosu gibi sunulan ben libidosu varmış. Ben sizden farklıyım mesajını ilmek ilmek derinlere işlediğimiz. Hepimiz biricik hissetmek istiyoruz. Başarılarımızla, okulumuzla, mesleğimizle, eşlerimizle, aile ilişkilerimizle diğerinden farklılaşmak istiyoruz. Bunlar olmadan varoluşumuz gereği biriciğiz aslında ama insan türünün tüm komik arızalarını barındırdığımız için de tıpatıp aynı.
Leave a Reply