Sevdiğim yazarlardan Benedict Well’in Nazi döneminde önemli bir figür olan Baldur von Schirach’ın ailesinden geldiğini ve bu nedenle soyadını değiştirdiğini öğrendim. Bir kaçış, reddediş ya da bir tavır… Geçmişi değiştiremesen de onunla aynı hizaya düşmeyi reddediyorsun.
Bizim coğrafyamızda hafıza kısa sürelidir. Hafızanın süreksizliği, suçun ya da etik sapmanın kuşaklar arası bir sorumluluk olarak ele alınmasını zorlaştırır. Adın lekelenmesi en azından devam eden kuşaklar için pek de olası değildir. İzlediğim bir Alman belgeselinde kuşaklardır ahlaklı ticaret yapan bir aile röportajında gelecek kuşakları düşündüğü için doğru yoldan ayrılıp adlarının lekelenmesine müsaade edemeyeceklerinden bahsediyordu. Biz de ahlaksızlık yanında bir katma değer getiriyorsa gelecek kuşaklar için bir övünç meselesi bile olabilir.
Soyadı enteresan bir mevzu. Eşimin soyadını resmî evraklar haricinde hiç kullanmadım, sistemin beni yani kadını silip yok etmesi olarak yorumladım. Resmî evraklardan kaldırmak içinse gereken bürokratik çaba için sarf etmek istediğim bir enerjim olmadı. Demek ki sisteme karşı o kadar da idealist duramamışım. Sahiplendiğim soyadının sadece babamdan geliyor olması da oldukça manidar. Yani benim kadını var etme projem bir kadın yok edilişine dayanıyor.
Şimdilerdeyse daha farklı düşünüyorum. Çoğunlukla manası olmayan bir kelime neden bu kadar çok ifade ediyor olsun kimliklerimizde? Başkalarının taktığı bir isim bizi nasıl tanımlayabilir ki? Mirasımın bir isim olması hâlini reddediyorum. Ben başkalarının seçimleriyle başladığım bu yolda adım adım iyisiyle kötüsüyle ama tamamen kendi seçimlerimle bir kimlik inşa ettim. Başkalarının bana ne diye seslendiğinin bir önemi olmamalı. Örneğin Wells, Von Schirach soyadından vazgeçmeyip ona rağmen atalarının yüreğini sızlatacak işler yapsaydı daha tatmin edici bir yaklaşım olurdu, en azından benim için. Suçla lekelenmiş bir isimden vazgeçmek mi daha zor, yoksa o ismi taşıyıp ona rağmen başka bir ahlak inşa etmek mi?
İsimler kalıcı olabilir, ancak anlamları sabit değildir. Onları taşıyan özne, her kuşakta yeniden bir ahlaki hizalanma yapmak zorundadır. Soyadını terk etmek de, onu taşımak da tek başına yeterli değil sanırım. Asıl belirleyici olan, bu ismin altında hangi değerlerin temsil edildiği.