Berke Atabey

13.11.2023, 06:16, Berlin

Edvard Munch hayatının önemli bir kısmını Berlin’de geçirdi. 1892 yılında henüz genç bir ressamken Berlin Sanatçılar Birliği’nin davetiyle 55 tabloluk bir sergi açtı. Bu sergi Almanya sanat tarihindeki en büyük skandala sebep oldu. Munch’un eserleri anarşist bir provakasyon olarak görüldü ve açıldıktan sadece bir hafta sonra kapatıldı. Kapatılan sergi insanlarda büyük merak uyandırdı ve Munch neredeyse bir gecede meşhur oldu. Kasım ayında kapatılan sergi Aralık ayında Düsseldorf ve Köln’de sergilendikten sonra Berlin’de tekrar açıldı. Munch, eserlerine alıcı bulamasa da büyük ilgi gören sergisinin bilet ücretlerinden iyi bir gelir elde etti. Munch Skandalı olarak adlandırılan bu olay Alman sanat tarihinde modernizmin doğuşu olarak kabul ediliyormuş. Geçtiğimiz günlerde leylak renginin keşfiyle ilgili neye niyet neye kısmet konulu bir yazı yazmıştım. Bu olayı da ona benzettim. Her ortaya çıkan şey anında ilgilisine ulaşamıyor. Başarısızlık olarak nitelendirdiğimiz durumlar başka başarıların kapılarını açıyor. Dönemindeki geleneksel sanat lobisi gibi benim de Munch’u sevmem ya da anlamam gerekmiyor. Ama eninde sonunda hepimiz onu tanıyor, ortaya çıkardığı eserlere saygı duyuyor ve başka sanatçılar için de araladığı o kapıyı takdir ediyoruz. Orada bir kapı olduğunu bile bilmezken Munch gelip o kapıyı açıyor.