Görkem, görkem, daha çok görkem. Bavyera saraylarını gezdikten sonra düz altın varaklar gözüme İskandinav stili gelmeye başladı. Saray Almanya’nın en büyük şehir sarayı. 130 odası bulunuyor. Bir noktadan sonra fotoğraf çekmek bile gereksiz geliyor, sanki orada yaşıyormuşçasına alışıyorsunuz görkeme. Burası 1400’lü yıllardan beri hanedana ev sahipliği yapmış. 1918’de ise müzeye dönüştürülmüş. Bir porselensever olarak porselen koleksiyonlarından (ikinci fotoğraf) yine çok etkilendim. Perseus Çeşmesi’ne (üç ve dördüncü fotoğraf) aşık oldum. Antika salonunda (beşinci fotoğraf) büyülendim. O dönemin antikası ne ola ki diye soracak olursanız Antik Yunan ve Roma heykellerini sergilemek için antika salonu inşa edilmiş.Bir de bayıldığım kapılar (altıncı fotoğraf) oldu. O şahane mermer ve ahşapların muazzam uyumu… Fotoğraf çekmemişim ama sarayda bir de Dünya Odası bulunuyor. Tavanında insanın dünyaya hükmettiğini gösteren resim maalesef silinmiş ve günümüze gelememiş. Bu ironi de çok hoşuma gitti. İnsan dünyaya hükmetmek istemiş ama yine edememiş 🙂
Leave a Reply