





Hafta sonu Berlin’de savaştan sağ çıkmayı başaran nadir yapılarından biri olan Knoblauch Evi’ni ziyaret ettim. Ev, 1759 yılında inşa edilmiş ve özellikle Biedermeier dönemi yaşam tarzını yansıtan eşya ve düzeniyle dikkat çekiyor. Biedermeier, 1815 ile 1848 yılları arasında, özellikle Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi Alman etkisindeki coğrafyalarda görülen bir kültürel, sanatsal ve toplumsal dönemmiş. Adını, burjuva değerlerini ve ev içi huzurunu temsil eden uydurma bir karakter olan “Papa Biedermeier”den almış. Sadelik, içtenlik, evcillik, huzur ve doğaya yöneliş temaları hâkimmiş. Büyük kahramanlıklar ya da toplumsal devrimler değil, gündelik yaşam ön plana çıkıyor. Tasarımda bugünkü İskandinav tarzının atası sayılabilecek sade ama estetik bir anlayış benimsenmiş.
Knoblauchhaus’un her odasında bir sakinlik, bir dinginlik var. Bir o kadar da zarif. Adını, içinde uzun süre yaşamış olan Knoblauch ailesinden alıyor. Aile, 1700’lerin sonlarından itibaren bu evde üç kuşak boyunca yaşamış. Knoblauchlar, Berlin’in kültürel ve entelektüel yaşamında etkili bir burjuva ailesiymiş. Tüccarlıklarının yanı sıra bilimsel ve mimari çalışmalarıyla da tanınmışlar.
Bu ev, dönemin kültürel buluşma mekânlarından biriymiş. Dünyaca ünlü doğa bilimci ve kâşif Alexander von Humboldt, Prusya’nın en önemli mimarlarından Karl Friedrich Schinkel gibi isimler ailenin yakın dostları arasında. Ev; müzik dinletileri, konuşmalar, sanat tartışmaları, okuma toplantıları gibi etkinliklere sahiplik etmiş.
1929 yılında aile evlerini Berlin Belediyesi’ne satmış. 1989’dan beri de müze olarak hizmet veriyor. Bu müzede de Türkçe anlatıma rastladım ve hoşuma gitti. Daha ferah bir evde belki malikânede yaşayabilecek durumdaki bir ailenin şehrin göbeğinde küçücük bir evde yaşamasını da çok sempatik buldum. Bu küçük evler çeşitli yeniliklere de sebebiyet vermiş: Örneğin dikey piyano. 19. yüzyılın başlarında Almanya’da icat edilmiş. Fotoğraflarda da bir örneğini görüyorsunuz.
Ben biraz hızlı gezdim ama ara ara gelinesi ve ilham alınası bir müze. Her objeye bir öykü ya da komple bir dönem öyküsü yazılabilir.
Leave a Reply