Neden bir bülten?

Pazar sabahı ilk bültenimi okurlarla paylaştım. Bültene olan ilgi ve güzel yorumlar beni çok mutlu etti. Eğer hâlâ üye değilseniz buradan olabilirsiniz. Üye olup da maili göremediyseniz spam klasörünü kontrol etmekte fayda var.

Peki neden bir bültene ihtiyaç duydum? Bloga veyahut bana aşina olanlar hayatımın büyük bir bölümünü okuyarak ve araştırarak geçirdiğimi bilirler. Öğrenmek ve keşfetmek beni en mutlu eden şeylerden biri. Karşılaştığım şeylerin benzer yolda olan hatta yolu bambaşka olsa da farklı şeyler keşfetmekten hoşlanan herkes için ilgi çekici olabileceğini düşündüm.

Karşıma çıkanları sosyal medyada paylaşmaya başladım. Ancak sosyal medyayla ilişkim dalgalı kur tadında olduğundan orada tekrar var olmak beni çok yordu. Yorum geldi mi, like aldı mı, algoritma kime gösterdi, takipçim arttı mı gibi telaşlar benlik değil. Çoğu zaman paylaştığım şeyin kimlere ulaştığını bile bilmiyordum. Suya yazı yazmak gibiydi.

Bu yüzden bir süredir sosyal medyadan uzaklaşmıştım. Derken geçen hafta şöyle bir soru düştü aklıma: Neden bende zaten var olan bilgiyi ya da içeriği biraz derleyip ve görselleştirip gerçekten ilgisini çeken insanlarla paylaşmıyorum? Bu soruyla birlikte beni en tatmin eden projelerimden biri doğmuş oldu. Kendim için de bir tür dijital arşiv.

İlk sayıya gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim.

Yorumlarınız, geri dönüşleriniz benim için çok değerli.

Yeni sayılar her hafta pazar sabahı 👋



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *