Nevermore

25.10.2023, 07:27, Berlin

“Ne bakıyorsun?”

“Bana mı dedin? Sen konuşabiliyor musun?”

“Bana böyle bakan başka biri var mı? Hem neden konuşamayacakmışım?

“Kuşlar konuşmaz çünkü.”

“Kuş benim ait olduğum sınıf, kuzgunum ben. Ben de sana memeli mi diyeyim? Ah bu insanların kibri! Çince bilmeyen biri Çinliler’e konuşamazlar demiyor ama hayvan dillerini bilmediğiniz için onlar konuşamaz sanıyorsunuz!”

Çocuk konuşmayı takip edemiyordu. Kuzgunun konuşmasından çok onunla ve bu kadar çok konuşmasının şaşkınlığındaydı.

“Hey çocuk! Dinliyor musun sen beni?”

“Evet.”

“Aferin! Şimdi senin şu merakını gidereyim. Dünya üzerinde gördüğün ve görmediğin her canlı konuşur. İnsanlar diğer canlıların dillerine vakıf değillerdir. Diğer canlılar da insan dillerini bilmez. Dünya üzerinde beş yüz yıl geçirdikten sonra dünyanın en aptal kuzgunu da olsan bulunduğun yerin dilini öğrenirsin. Ben tabii biraz özel bir kuzgunum. Bildiğim diller ve mitler burası ile sınırlı değildir.”

Çocuk yine aval aval bakmaya başlamıştı. Kuzgun devam etti.

“Daha önce hiçbir kuzgunun ya da insan dışı varlığın seninle konuştuğunu düşünmüyorum. Benim de ilk tercihim olmazdın ya neyse. Şu an gerçekten yardımına ihtiyacım var. Bana yardım etmek ister misin?”

“Evet ama nasıl?”

“Şimdi beni iyi dinle. Buradan çıkmama yardım etmen gerekiyor. Edgar’a gitmeliyiz.”



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *