Ölçekler

Bugün varlığını bugün öğrendiğim ihtimam etiği(ismi de nasıl güzel) üzerine bir makale okurken kadının yaklaşımının karmaşıklığı, erkek araştırmacıların düz ölçeklerine uymayınca ‘ahlaki olgunlaşmamışlık’ ve kararsızlık göstergesi olarak yorumlandığını okudum. Bugün ölçekler ve bizler üzerine yazmak istedim o yüzden. Yazımın sonuna linkini bıraktığım makale çok besleyici.

Ne yaparsak yapalım, karşımızdakinin elindeki veya zihnindeki ölçeğe göre değerlendiriliriz. Bu, yalnızca bilimsel araştırmalarda değil, insan ilişkilerinde ve sanatsal değerlendirmelerde de geçerli. Farklı bakış açılarının çarpışmasının en hafif sonucu anlaşılmamaktır; zamanla bu, reddedilmeye, küçümsenmeye, hatta yaftalanmaya dönüşebilir.

Çoğu zaman anlaşılamamanın veya yanlış anlaşılmanın kendimizle ilgili olduğunu düşünürüz. Oysa meselenin özü, karşımızdakinin ölçeğidir. İnsan ilişkilerinde küçük ayarlamalarla uyum sağlamak mümkün olabilir. Bazen de tamamen yeni bir ölçeklendirme gerekir ki bu uzun ve sancılı bir süreçtir. Peki buna gerek var mı?

Belki de mesele, başkasının ölçeğini mutlak doğru sanarak kendimizi ona göre ölçmeye kalkmak. Oysa dünyayı anlamanın tek bir cetveli yok. Farklı bakış açıları, farklı hassasiyetler ve farklı değerler var. Bu yüzden önemli olan, bir başkasının ölçeğini içselleştirmeden kendimize doğrultmamak; kendi sesimizi, kendi ölçümüzü bulup ona sadık kalabilmek.

İhtimam etiği ile alakalı o güzel makale: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1212932



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *