05.08.2024, 06:19, Berlin
Olimpiyat çoşkusu on gündür evimizi ele geçirdi. Son bir senede toplasak son on gündeki kadar televizyon izlememişimdir. Olay televizyonun sürekli açık olmasına, benim ilgilendiğim branşları listelerle düzenli takip edip uygun kanalları çevirmeme, yazmalarımı ve okumalarımı televizyon önünde yapmama dönüştü. Hatta Olimpiyat Özel grubumuz var. Herbokolog televizyon yorumcuları gibi her şeyi tartışıyoruz. Sezer’in kafasını eş anlı ütülemem de cabası. Fransa bu işi çok iyi becerdi. Ne yalan söyleyeyim pek ümidim yoktu. Ancak açılış töreninin şahaneliği zaten aklımı başımdan aldı. Belki biraz da o yüzden epey ciddiye aldım olimpiyat izleme işini. Olimpiyatlar dışında her sporu pek takip ettiğimi söyleyemem. Yüksek atlama elemelerini izlerken Avustralyalı Nicola Olyslagers’ın her atlayışı sonrasında gidip defterine not aldığını fark ettim. Meğer kadının ritüeli buymuş. Kendini puanlıyormuş. Herhâlde duygu ve düşüncelerini de yazıyordur. Şahane bir farkındalık örneği. Bayıldım. Zaten öyle güler yüzlü ki bazı yollarda çok yol katetmiş belli. Dün Nicola, Ukraynalı dünya rekortmeninin bir adım gerisinde kalarak gümüş madalya aldı. Madalya almasaydı da onun çoğu şeyi aşmış olduğunu düşündürdü izlediklerim bana. Sporcu olsaydım tam olarak öyle bir sporcu olmak isterdim.
Leave a Reply