Ötekileştirilmemiş bir dünya

08.06.2024, 06:49, Berlin

Pandora’nın Merakı’nı her hafta dört gözle bekliyorum. Eylül Hanım’ın kitaplar karşısındaki heyecanı, konukların titizliği, özeni, bizi en kuytularına konuk edişleri çok hoşuma gidiyor. Her seferinde ne çok sakladıklarına şaşıyorum. Ben günlüklerimi, şiirlerimi, hatıra defterlerini bile saklamazken. Dün İsmail Güzelsoy’un konuk olduğu son bölümü izledim. Hiç okumadığım bir yazar. Program o kadar sert başladı ki, darmadağın oldum. İsmail Bey, kuzenleri ve abisi ile sünnet olmuş. Korkan çocuğu hediye olarak bir saat alacağı yönünde teselli etmişler. Bir aile büyüğü muhtemelen parası çıkışmadığından üç çocuğa saat alabilmiş, İsmail Bey açıkta kalmış. İyi niyetli bir hareket korkunç bir ötekileştirmeye sebep olmuş. Kendini sorgulamaya başlamış. En aptalı, çirkini, şişmanı ben miyim? O günden sonra karar vermiş hayatı boyunca kimseyi ötekileştirmeyecek. Belki her iyiliğin içinde bile biraz kötülük var. Farkında olmuyoruz ama bir kalbi sevinçlendirirken, diğerini hüzünlendiriyoruz. Sonrasında anlattığı anısını burada satırlara dökmeye cesaretim yok. Sadece böyle korkunçlukların olmadığı bir dünya dileyebilir ve benzer bir vicdan azabım olmadığı için şükredebilirim. O olaydan sonra da sadece ötekileştirmemenin insanı iyi yapmak için yeterli olmadığını anlamış. Ötekileştirilene de el uzatmak lazım, başka ötekileştirmelere karşı savaşmak. Ne güzel ve haklı bir mesaj. Okuduklarım ve izlediklerim dönem dönem hep yakınsıyor. Algıda seçicilik olsa gerek, hep benim aklımdaki sorular çıkıyor karşıma. Bu dönem konularım insanın içindeki boşluk ve kolektif erdemlilik. Steril hayatımdan uzaklaşıp sayfa üzerinde ya da sohbet aralarında kınadığım o kötülüğe nasıl başkaldırırım bilmiyorum. Henüz. Zamanı gelince o da paketime eklenecek buna inanıyorum.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *