-
Canım tuhaflıklarım
15.10.2024, 06:12, Berlin Bazen kendime kızsam da bazı tuhaflıklarım beni eğlendiriyor. Yakınlarda yer aldığım kolektif kitabın imza günü olacak. Bir insan imza gününe nasıl hazırlanır? Kıyafet seçer herhâlde. Evet, o da denklemimizin bir bilinmeyeni henüz, çalışmalarım devam ediyor. Ancak beni daha çok geren durum atılacak imza. Ne yazmalı? Nasıl yazmalı? Hangi kalemi kullanmalı? Dün kullanmak… Continue reading
-
Nazar boncuğu
14.10.2024, 06:13, Berlin Nazar boncuğuna hayatımın büyük döneminde çok mesafeliydim. Enerjisel ve spiritüel şeylere asla inanmazdım. Nazar boncuğu birkaç sene önce hayatıma girdi. Girdiği döneme bakınca artık işimin oturduğu, yeni eve taşınıp dilediğimizce kurduğumuz ve evimize bayıldığımız dönem. Sezer istedi eve de astık bir tane. Ben de yine aynı dönemde takılarımda nazar boncuğu kullanmaya başladım.… Continue reading
-
Bir Solgun Adam – Selçuk Baran
Çok ilginç bir kitaptı. Karakterin yalnızlığının boyutu öyle güzel veriliyor ki. Aslında bu karakterde Türk edebiyatında okuduğumuz her basiretsiz adamdan izler var. Selçuk Baran da geç kaldığım yazarlardan. Hele küs gittiğini bilince kitabın etkileyici kadar bir taş oturuyor insanın göğsüne. Continue reading
-
de ki işte – Oruç Aruoba
Okuduğum şiir kitaplarını buraya eklemiyorum, sanırım da hep aynı kitapları okuyup duruyorum. Ancak bu kitap bir şiir kitabından ziyade bir felsefe kitabı. Harika tespitlerle dolu türsüz bir kitap. Continue reading
-
Kızıl Kale – Erendiz Atasü
Ah ben ne geç kalmışım Erendiz Atasü’ye. İlk cümleleri itibariyle büyülendim. Her öykü bambaşka. Her öykü çok etkileyici. Muazzam bir toplum okuması. Kadınlık dertleri ve hâlleri öyle çarpıcı verilmiş ki. Birçok işaretlediğim yer oldu ama şu iki cümle ne çok şey anlatıyor: “Hayat hep böyle mi?” dedi. “Başka türlü yaşanmaz mı?” Continue reading
-
Her Şeyi Düşünme – Anne Bogel
Fala inanma, falsız da kalma demişler ya; kişisel gelişim de benim için öyle bir konu. Bildiğim şeyler de olsa okumaktan ve izlemekten keyif alıyorum. Bir nevi gaza geliyorum. Bu kitap da çerezlik bir kitap. Ancak benim gibi karar alma mekanizması yosun tutmuş birine yardımcı olacak birkaç tavsiyeye rastladım. Hemen aksiyona giriştim. Gerçekten çalışıyor sanırım 🙂 Continue reading
-
Ölmeme Günü
12.10.2024, 06:33, Berlin İkinci Yeniciler’in icat ettiği Ölmeme Günü’nü dün duydum. Her sene 26 Mart’ta buluşup ölmemeyi kutlamışlar. Ta ki Turgut Uyar göçene dek. Masada kimler kimler… Ölmemeyi kutlayanlardan hiçbiri ölmemiş, ölümsüzlüğü de icat etmişler. Ölüme karşı bile örgütlü mücadele. Continue reading
-
Dikkat yavaş vasıta!
11.10.2024, 06:01, Berlin Yemek yapmayı üniversite dönemimde öğrendim. Elim epey hızlı ve lezzetlidir. O zamanlardan beri sofralar kurmaya bayılırım. Almanya’ya geldikten sonra ise epey geliştirdim kendimi. Sarmalar, lahmacunlar, börekler… Biri bize gelecekse en az on beş çeşit yemek oluyordu sofrada. Asıl uzmanlığım meze, zeytinyağlı ve kahvaltı. İnsanlar gelsin ve misafir ağırlamada bir marka olayım istiyordum.… Continue reading
-
Ne kadar ekmek o kadar köfte
10.10.2024, 06:10, Berlin Uzmanlar tevazunun da kibri gösterme biçimlerinden biri olduğunu söylüyor. Fazladan tevazu sahibi olmak ve kişilerin imajlarına hizmet etmek istemediğimden artık daha direkt ve katıyım bazı şeylerde. Kibirli görünmek mış gibi hareketlerden daha dürüst bir duruş şekli. İlişkinin yükünü taşıdığınızı düşündüğümüz her noktada da kibre düşüyoruz bence. “İhtiyacım olduğunda sen burada değildin ama… Continue reading
-
Kim ne karışır?
09.10.2024, Berlin, 06:16 Dün akşam müzik yaparken fevkalade eğlenen ve eğlendiren sokak müzisyenlerine rastladım. Berlin’de Işık Festivali zamanı. Enstrümanlarını ve kendilerini ışıklara dolamışlar. Yağmur yağıyordu. Kendileri ve çevresindeki yüz kişi yağmura aldırmadan dans ediyordu. Yarım saate yakın dinledik, sonra mola verdiler de öyle ayrıldık. İşlerini yaparken böylesine keyif almaları etkiledi beni. İşini yaparken mutluluğu taşan… Continue reading