-
Paskalya çöreği
04.12.2024, 06:12, Berlin Güne kas hastalığı olduğu için burnuyla iki kitap yazan gencin haberiyle başladım. Bir şeyi yapmamak adına sıraladığımız bahaneler ne kadar da yalan değil mi? En yalanı sevmeyenlerimiz bile büyük birer yalancı ve manipülatör. Kendimizi rahatlatmak için ne diller döküyoruz iç dünyamızda. Bazen içimizden taşıp dışarıya dökülüyor bunlar, karşı taraf hiç yemiyor ama… Continue reading
-
Mrs. Dalloway – Virginia Woolf
İletişim Yayınları’ndan Tomris Uyar çevirisi ile okuduğum bu kitap, bilinç akışı tekniği konusunda akla gelen ilk kitaplardan birisi. Woolf, özellikle yazıldığı dönemi göz önünde bulundurduğumuzda, bu tekniği muazzam bir ustalıkla kullanıyor. Bugünden baktığımızda, bilincin daha dağınık, eksik cümlelerle ifade edilmesi ya da yazarın varlığının hiç hissedilmemesi gerektiğini düşünebiliriz. Ancak bu yorumlar bile kitabın büyüklüğünden hiçbir… Continue reading
-
Hişt hişt sakin ol
02.12.2024, 06:12, Berlin Şu sıralar hayatımda çok fazla şey oluyor. Yazmaktansa okumaya döndüğüm bir dönem. Bu işi de biraz abarttım tabii. Aynı anda okuduğum kitap sayısı on dörde çıktı ve eksilen değil, sürekli eklenen oluyor listeye. Jale Parla’nın Don Kişot’tan Bugüne Roman’ını okurken Tristram Shandy’den bahsettiğini görünce ona başlıyorum. O Locke’dan bahsedince bu sefer Locke… Continue reading
-
Elacığıma
30.11.2024, 07:48, Berlin Üç sene önce bugün bir telefon aldım. Teyzesi gibi sabırsız olan yeğenim benim gitmemi beklemeden doğmaya karar vermiş. Aceleciliğinin sonuçlarını kendi de çekti. On gün kuvözde kalarak hepimize biraz da olsa sabırlı olmayı öğretti.Doğumunun ertesi günü kendime bir söz verdim. “Kendimin daha iyi bir versiyonu olacağım,” dedim. Erken kalkmaya başladım. Sonra devamı… Continue reading
-
Fark edilmek
28.11.2024, 06:03, Berlin Bir süredir yazı yolculuğumda şahane şeyler oluyor. Nasıl bilmiyorum ama bunun gelişini hissettim. Neyse ki şahidim var. Sezer’e “İçimde bir heyecan var. Çok güzel şeyler olacak gibi hissediyorum,” dedim hemen ardından bir öykü ödülünde dokuzuncu olduğumun haberi geldi. Sonra beni çok heyecanlandıran, buraya da yüklediğim o podcasti yaptık. Dün de belki de… Continue reading
-
Öyküm ve Yapay Zekâ: Bir Podcast Deneyimi
26.11.2024, 19:02, Berlin Yapay zekâ, hayatlarımızın tam ortasına hızla yerleşti. Her şeyin kolaylaştığını hissediyoruz ve şimdilik bu teknolojinin olumlu yönlerine odaklanabiliriz. Biz amatör öykücüler için metinlerimizin okunup değerlendirilmesi büyük bir ihtiyaç ve bu imkâna ne yazık ki çok zor ulaşıyoruz. Eminim çoğumuz yazdıklarımızı yapay zekâya analiz ettirmeyi denemişizdir. Ben bu fikri bir adım öteye taşıdım.… Continue reading
-
Zihin ve Bilinç – I
Bilinç ve bilinçaltı insanlık tarihinin en büyüleyici konularından biri. Platon’un mağara alegorisinden Freud’un bilinç dışı teorisine, Virginia Woolf’un bilinç akışı tekniğinden Salvador Dalí’nin sürrealist imgelerine kadar, insan zihnini anlamaya yönelik bu arayış, hem bireysel hem de kolektif bir uğraş olmuştur. Öncelikle bu terimler arasındaki farkları belirleyelim. Zihin: Zihni evimiz, bilinç, bilinçaltı ve bilinç dışını da… Continue reading
-
Yeni tanışıklıklar
24.11.2024, 06:15, Berlin Dün yetmiş üç yaşındaki Renate ile tanıştım. Hayatımın sonuna kadar o günü unutmayacağım (umarım). Sezer’in canı döner istedi. Yakınlardaki dönerciye yürürken bir kadın “Almanca biliyor musunuz?” diye yaklaştı. Aramızda Türkçe konuşuyorduk, başka bir dil olduğunu anlamış. Bu detay devamında önem kazanacak. Olumlu cevap verince bir yer aradığını söyledi. Çevresinde kilise varmış, sarı… Continue reading
-
Ötekilerin Kökeni – Toni Morrison
Ceren Demirdöğdü çevirisi ile okuduğum bu kitap Morrison’un, 2016 yılında Harvard Üniversitesi’nde verdiği ‘aidiyet edebiyatı’ konulu seminerlerden oluşuyor. Morrison, kafamdaki ötekilik kavramına çok farklı boyutlar ekleyen bir yazar. Kitap öyle hızlı başladı ki işaretlenecek yerlere yetişemedim. Sonrasında ivme düştü. Konuların bir olay ya da kitap özeline indirgendiği kısımlar beni genel tespitlerin yer aldığı kısımlar kadar… Continue reading
-
Parasız Yatılı – Füruzan
Füruzan okurunu sarıp sarmalayan, içini cız ettirse de kitaplarına dâhil edip metnin dışına atmaya çalışmayan bir yazar. Bir okur olarak her iki ucu da çok seviyorum. Füruzan sakinleştiriyor beni, günlük hayatımdan koparıp başkalarınınkini gösteriyor. Yarattığı her karakter ve atmosfer öyle gerçek ki. Farklı sınıflardan ve coğrafyalardan bir sürü insan… Toplumcu gerçekçi kitaplar okumaktan pek keyif… Continue reading