-
Seni sevdim
29.05.2024, 06:14, Berlin Konuşmaya yeni başlayan yeğenim tek zaman kipi kullanıyor: di’li geçmiş. Çoğu şeyi anlam kaybı yaşamadan anlatabiliyor. Yedim, gittim, geldim. Seni seviyorumu, seni sevdim şeklinde söyledikçe çok eğleniyoruz. Kipler belki de yetişkin hayatlarımızı boşuna karmaşıklaştırıyor. Gideceğimler, gelmekteyimler, yapacaktımlar, olmasaydılar, duymuştumlar, bilirler… Gün sonu muhasebelerinin tek geçerli zamanı di’li geçmiş. O gün kendin için,… Continue reading
-
Uğur Yücel – Neyzen Tevfik: Hiç
Türkçe tiyatro izlemeye bayılıyorum. Bayıldığım Uğur Yücel Berlin’e gelmiş, insan daha ne ister? Uğur Yücel’in tek kişilik oyununda Neyzen Tevfik’in hayatından bazı kesitler görüyoruz. Mehmet Akif Ersoy ile yakın arkadaş olduklarını bilmiyordum, ne kadar tuhaf bir arkadaşlık, en az hayattaki tüm yakınlaşmalar kadar 🙂 Ne kadar enteresan bir karaktermiş. Uğur Yücel’in eşsiz performansı ile keyifle… Continue reading
-
Uzaklar
28.05.2024, 08:47, Berlin Nehirlerin durduğu Dağların aktığı o ülkede Susan erkekler Konuşan kadınlar Ve gülen çocuklar Denizden yıldız toplayanları Balıklar aydınlatıyor Continue reading
-
Faszination Rom
Hollandalı sanatçı Maarten ven Heemskerck’in beş senelik Roma yaşantısının izlerinin görülebileceği 170 parçalık bir koleksiyon. Koleksiyonda resmin yanısıra heykel çalışmalar, eskizler ve haritalar da bulunuyor. En çok ilgili çeken Momos’un tanrılar Poseidon, Hephaestus ve Athena’nın eserlerini eleştirirken resmedildiği tablo oldu. Tanrılar ortamında olsan da reçel profesörlerinden kaçış yok 🙂 Erhard Etzlaub’un 1500 yılında Roma’ya giden… Continue reading
-
Bir Bilim Adamının Romanı – Oğuz Atay
Mustafa İnan’ı tanıdığım için çok mutluyum. Enteresan ve renkli bir kişilik. Edebiyat ve etimoloji merakı, bilgisi de beni ayrıca şaşırttı. Oğuz Atay’ın çok iyi örgüsü sayesinde sıkılmadan, keyifle okunuyor. Zorluklardan gelen Mustafa’nın idealistliği hepimize örnek olmalı. Doğu – Batı meselesi bu kitabın da tam kalbinde. Atay’ın belli ki çok sevdiği, örnek aldığı bu hocasını daha… Continue reading
-
Otopsim – Jean-Louis Fournier
Özgün bir fikir, akıcı ve mizahı yüksek bir kitap. İyi bir yazarla tanışma kitabı olup olmadığından çok emin olmasam da, okurken beni zaman zaman gülümseten, zaman zaman şaşırtan bir kitap oldu. Fikrin kendisini çok orijinal bulmakla beraber, otopsi masasındaki bedenin dış dünya ile hâlâ bağ kuruyor olmaya çalışması düşündürücüydü. Aynı zamanda bu bağın üzerinde yapılan… Continue reading
-
Spinoza’nın Sevinci Nereden Geliyor? – Çetin Balanuye
Şimdiye kadar okuduğum felsefe kitaplarını giriş seviyesinde sayarsak, ilk gerçek felsefe kitabım. Yazarın sade dili, örnekleri ve temiz Türkçesi kitabı anlaşılır kılmış. Spinoza’nın kendisini okumadan önce yazarın kitaplarını okumanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu incecik kitap beni düşüncelerden düşüncelere savurdu. Sürekli bir sorgulama hâlinde kitabı okudum. Doğa/Tanrı kavramı, zihin ve bedenin ayrışmazlığı, zihnin hikâye yaratma… Continue reading
-
Kurtbağrından Berke’ye
26.05.2024, 06:21, Berke Dün yürüyüş yaparken kurtbağrı isimli bir çalı türüyle tanıştım. Kokusuyla beni kendine çekti. Türkçe adını çok tuhaf buldum ama nereden geldiğine ilişkin bir bilgi bulamadım. O bilgiyi araştırırken bazı Türkçe etimoloji siteleri buldum. Özel isimleri de eklemişler. Hemen Berke’ye baktım. Vizyonum çok geniştir 🙂 Berke tanrının kırbacı olarak geçiyor çoğu yerde, ben… Continue reading
-
Ağaç ve kitap
25.05.2024, 06:35, Berlin Etraf tanımadığım çiçek ve ağaç kokularıyla bezeli. Güzel bir Mayıs ayı. Arada yağmurlu. Bol güneşli. Ayların, günlerin, anıların kokuları var. Tarifsiz, tekrar duyunca canlanan. Berlin’de ıhlamur ağaçları pek boldur. Bu şehre ilişkin anılarım hep ıhlamur kokar. Arka odalara en yakın ıhlamur ağacı 100 metre ötede. Ama pencereyi açınca içeri kokuları doluyor. O… Continue reading
-
Değişen dünya
24.05.2024, 06:28, Berlin Bugün müzecilik ile ilgili okuduğum iki şahane yazı, dün dinlediğim Nilay Örnek ve İsmail Gezgin söyleşisi ile çok güzel denk geldi. Arkeolojik olarak dünyanın en bereketli coğrafyası Türkiye’de arkeoloji politikalarının yetersizliği hepimizin malumu. Bizim topraklarımızdan çıkan eserlerin, ki o eserler gerçekten bizim hakkımız mıdır bu da tartışmaya açık bir konudur, dünyaya yayılmasının… Continue reading